| İnsanların enerjiyi daha verimli bir şekilde kullanmalarını sağlamak istiyoruz. | TED | نحن نريد الأشخاص أن يكونوا أكثر كفاءة في استخدام الطاقة |
| Fosil yakıt yönteminden yüzde 30 daha verimli ve çevre için çok daha iyi. | TED | والتي تعتبر 30 في المئة أكثر كفاءة من الوقود الأحفوري وهي أفضل بكثير للبيئة. |
| Bob'un felsefesiyle ilerleseydik, bence sonuçta daha verimli bir bağışıklık sistemi elde ederdik. | TED | إذا أيَّدنا فلسفة بوب، أعتقد أننا كنا فعلا سنحصل في نهاية المطاف على جهاز مناعي أكثر كفاءة. |
| Sinirsel yollarda daha etkili bir biçimde hareket ettirerek, beynin kullandığı elektik sinyallerinde enerji kaybını önler. | TED | حيث يمنع فُقدان الطاقة من الإشارات الكهربائية التي يستخدمها الدماغ، لتتحرك بشكل أكثر كفاءة على طول الممرات العصبية. |
| Bu iki teknoloji, üretim ölçeği açısından çok daha etkili olduğundan bu ürünler daha ucuz olacaktır. | TED | ولأن هاتين التقنيتين أكثر كفاءة بكثير، في الإنتاج واسع النطاق ستكون هذه المنتجات أرخص. |
| Ve ayrıca daha etkin bir yapı yapabileceğimizi ve bu yapıyı yaparken uygun maliyetli bir metodla yapabileceğimizi keşfettik. | TED | ووجدنا أيضا أننا يمكن أن نعمل هيكل أكثر كفاءة ويكون فعال من حيث تكلفة صنع هيكل للقيام بذلك. |
| Bilimsel araçları tasfiye etti, matematik ders kitapları yazdı ve daha verimli bir kalanlı bölme yöntemi geliştirdi. | TED | لقد أعادت تعريف الأدوات العلميّة وألفت مناهج رياضيّات مدرسية، وطوّرت نظريةً أكثر كفاءة للقسمة المطوّلة. |
| Bazen bazı şeyleri zor yolunda yapmak daha verimli olabilir. | TED | أحيانًا يكون أكثر كفاءة أن تفعلوا الأشياء بالطريقة الصعبة. |
| Daha az akıcı olmak daha verimli olabilir. | TED | يمكن أن تكونوا أكثر كفاءة إن كنتم أقلّ سلاسة. |
| daha verimli araçlar edinmek de olsa, ya da yeni tür araba ve yeni yakıtların kullanımını başlatmak da olsa, olmamız gereken yer burası. | TED | سواء بإيجاد عربات أكثر كفاءة وبناء أنواع من الأسواق لسيارات جديدية ووقود جديد في الطرق هذا حيث يجب أن نكون |
| Belki işleri daha verimli yapabilirim. | Open Subtitles | بل وربما يمكنني أداء الأمور بنحو أكثر كفاءة |
| Ama ayrıca DHD'lerin bir şekilde daha saf ve daha verimli bir enerji şekli ürettiklerini de göstermeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | لكننا نحاول أيضاً أن نجعل جهاز طلب البوابة ينتج بطريقة ما شكل أكثر كفاءة وأصفى من القوة |
| Fillerini biraz daha verimli kullanmayı öğrenmelisin, ama yine de iyi birisin. | Open Subtitles | عليكَ التعلّم كيفية إستخدام فيل الشطرنج بشكل أكثر كفاءة لكن ما عدا ذلك فأنتَ رجل طيب |
| Stevin matematik sayesinde yel değirmenlerinin çok daha verimli yapılabileceğinden emindi. | Open Subtitles | كان ستيڤن متيقناً من قدرة الرياضيات في جعل طاحونات الهواء أكثر كفاءة |
| Buhar makineleri ortaya çıkınca insanlar hangi makinelerin daha verimli olduğuyla ilgilenmeye başladı. | Open Subtitles | بانتشار محركات البخار،اهتم الناس بمقارنة المحركات ببعضها ليعرفوا أيها أكثر كفاءة |
| Tüm bu kesintiler, yeniden yapılandırma hastanenin ileride daha verimli çalışması için yapılıyor. | Open Subtitles | كل هذه التخفيضات، إعادة التكوين، إنها مصممة لجعل المستشفى يعمل أكثر كفاءة في المستقبل. |
| Bence büroyu daha verimli hale getirmek için devam etmeliyiz. | Open Subtitles | أعتقدُ أننا يجب علينا الإستمرار لنجعل المكتب أكثر كفاءة |
| Böylesi daha etkili. | Open Subtitles | أو قضاء الشهر المقبل والتعامل معها بشكل مكثف في الوقت الحالي. انها مجرد أكثر كفاءة. |
| daha etkili bir yol mesajı farklı frekanslara parçalayıp, bir geniş bant yaratmak, ve sonra mesajın her kısmını bir fotona yerleştirmek. | Open Subtitles | وهناك طريقة أكثر كفاءة هو لتقطيع الرسالة في ترددات مختلفة, إنشاء ما يسمى النطاق العريض, |
| Teoride, diğer Ark Reaktör modellerimden daha etkili, daha güçlü. | Open Subtitles | نضريا , أكثر كفاءة , اكثر قوة من أي نماذجي للمفاعل المقوس |
| Bir insansız hava aracı aynı işi daha etkin şekilde yapmak üzere kullanılabilir. | TED | ويمكن استخدام طائرة للقيام بنفس العمل أكثر كفاءة. |