| Bunları daha net kafalarla bir dahaki akşam yemeğinde konuşalım. | Open Subtitles | دعونا نناقش هذا مرة أخرى في ختام حفل العشاء مع رؤساء أكثر وضوحًا |
| Benim hatamdı. Hepsi benim hatamdı. Bu görüşmeyi hazırlarken sana karşı daha net olmalıydım. | Open Subtitles | هذا كان خطأي، خطأي بالكامل كان علي أن اكون أكثر وضوحًا حين هيأتك لهذا الإجتماع |
| - Üstelik bu görüntü çok daha net. | Open Subtitles | -أجل . تلك الصورة أكثر وضوحًا حتى. |
| Bu yüzden beni birkaç dakika sabırla dinleyin ve eminim günün sonunda her şey daha açık ve anlaşılır olacak. | TED | لذلك تحملوني لدقائق معدودة واعلموا أنه بعد هذا، ستجدون الأمور أكثر وضوحًا وإشراقًا. |
| (Alkışlar) Burada amaç şu, eğer işe herkesin menfaatini gözetme ilkesiyle başlarsanız faydalı çözümler sandığınızdan çok daha açık bir şekilde ortaya çıkacaktır. | TED | بل المغزى هو، إذا بدأت بالمبدأ الأول وهو إفادة الجميع، بالتالي قد تصبح الحلول الرائعة أكثر وضوحًا مما تبدو عليه. |
| - Biraz daha net. | Open Subtitles | أكثر وضوحًا كلّ لحظة |
| Kaba davrandım. Ama bu sefer, daha açık olacağım. | Open Subtitles | وهذه كانت فظاظة مني هذه المرة، سأكون أكثر وضوحًا |
| daha açık konuşmalıydım. | Open Subtitles | من المفترض أن أجعل هذا يبدو أكثر وضوحًا. |
| Nasıl daha açık olabilirim bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف كيف أجعله أكثر وضوحًا من هذا. |
| daha açık olamazdın. | Open Subtitles | لا يمكنكِ أن تكونِ أكثر وضوحًا من ذلك |
| Bu konuya ihanete uğramış baba figürü açısından baksaydınız daha açık olmaz mıydı, Brad Kelley? | Open Subtitles | أسيكون الأمر أكثر وضوحًا إن وضعته من حيث الأبّ الذي خانكَ للتوّ، (براد كِلي)؟ |