| Çünkü Sendika'nın yalnızca tatbikat olduğuna beni temin etmiştin. | Open Subtitles | Cecause كنت أكد لي أن، ان "نقابة" كان مجرد تمرين؟ |
| Marcheaux onların gezilerine devam etmesi için beni temin etti. | Open Subtitles | مارشوا أكد لي أنهم واصلو رحلتهم |
| - Harris beni temin etti... - Harris yığınla yalanlar söyleyip sana yutturacak. | Open Subtitles | هاريس" أكد لي أن" - هاريس" سيكذب عليكِ حتى" - |
| Bahçede bu horozu acı içinde izlerken kadın, horozun hiçbir şey hissetmediğine beni ikna etti. | Open Subtitles | مشاهدة هذا الديك أغنياتها في الألم حول الفناء , أكد لي امرأة ان الطيور شعرت شيئا. |
| Tamam, bilir kişi olarak listedeydi, ama mahkeme heyeti zanlının kesin suçlu kabul edileceğine dair beni ikna etti | Open Subtitles | لقد كان على القائمة لكن المحامي العام أكد لي أنه غير متاح |
| Ofisim teslimatın size yapıldığına beni ikna etti. | Open Subtitles | مكتبي ، أكد لي أنة سلم نفسة |
| Edward arayıp kalbinde ve vasiyetinde hâlâ bir yerim olduğunu temin etti. | Open Subtitles | إدوارد أكد لي بأن لازال لدي مكاناً في قلبه وفي وصيته |
| Proctor, kıza sus payı vermek için bize zaman kazandıracağına beni temin etti yani bu işi halledemeyen o. | Open Subtitles | (براكتر)، أكد لي بأنه سيقوم برشوة ذلك الوغد، لذلك فهو الذي لم يقم بإيفاء وعده. |
| Dallas beni temin etti ki senin yerine başkalarını seçmeleri sana olan sevgilerinin azaldığını göstermiyormuş. | Open Subtitles | لقد أكد لي نادي (دالاس) أن ضمهم للاعب آخر في نفس مركزك لا يُقلل من حبهم لك |
| Bakuto, Gao'nun faaliyet gösteremeyeceğini temin etti. | Open Subtitles | لقد أكد لي "باكوتو" أنها توقفت عن نشاطها. |