| Evet, ama uzun zaman önce senin için orada değildim. | Open Subtitles | نعم، ولكن لم أكن هناك بالنسبة لك منذ فترة طويلة. |
| Bir şeyi unutmayalım. orada değildim, sonra geldim... | Open Subtitles | إذن أنت تنسين شيئاً واحداً أننى لم أكن هناك ، لقد جئت لاحقاً |
| - Bilemem. orada değildim. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ القَول بأنني لم أكن هناك |
| orada olmazsam, bir ton yalan söylediğimi bilecekler ve ben de k.çıma kadar b.ka batmış olacağım! | Open Subtitles | إذا لم أكن هناك سيعرفان أنى كذبت عليهما وسأكون فى ورطة كبيرة |
| Hiç yanında değildim. Yapmak zorunda kaldığın seçimlerle hiç yüzleşmedim. | Open Subtitles | لم أكن هناك,لم اواجه أى من الخيارات التى اضطررت الى أخذها |
| Görmek için orada değildim, fakat Byron Hadley'i aldıklarında bir kız gibi hıçkırarak ağladığını duydum. | Open Subtitles | لم أكن هناك لأرى و لكنى سمعت أن بايرون هادلى قد بكى كالفتاة عندما ألقوا القبض عليه. |
| Görmek için orada değildim, fakat Byron Hadley'i aldıklarında bir kız gibi hıçkırarak ağladığını duydum. | Open Subtitles | لم أكن هناك لأرى لكنى سمعت أن هادلى بكى كالبنات |
| Senin için düzenlediğim o partide. Ben orada değildim, öyle değil mi? | Open Subtitles | تلك الحفلة التى خططتها لأجلك ، لم أكن هناك ، أليس كذلك ؟ |
| -Ben orada değildim bile. Otoparktaydım. | Open Subtitles | انظر أنا لم أكن هناك حتى يا أبي أنا كنت في أوقف السيارة في المرآب |
| Ben orada değildim. Onlara senin göz kulak olman gerekiyordu. | Open Subtitles | أنا لم أكن هناك كان من الفترض أن تقوم أنت بمراقبتها |
| Ne desem bilemiyorum Bayan Brewer. orada değildim. | Open Subtitles | لا اعرف ما اقوله لك سيدة بروير لم أكن هناك |
| Tabi ki orada değildim. Bütün vaktimi hastanede geçiriyordum. | Open Subtitles | لم أكن هناك, لقد كنت أعمل لساعات طويلة في المستشفى |
| orada değildim ve davaya yardımı olacak bir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لم أكن هناك وأنا لا أَعْرفُ أيّ شئَ سَيُساعدُ هذه الدعوى |
| Çılgınateş binlerce adamımızı öldürdüğünde orada değildim. | Open Subtitles | لم أكن هناك عندما أحرقت النيران الآلاف منا. |
| Ama ben orada değildim çünkü sen kralını, beni götürmemesi için ikna ettin. | Open Subtitles | و لكنني لم أكن هناك لأنك أقنعت الملك أن يتركني هنا. |
| Çünkü orada değildim çünkü 3 aydan beri orada çalışmıyorum. | Open Subtitles | لكني، لـم أكن هناك. لم أعمل هناك مُنذ الثلاث أشهر الماضية. |
| Eğer orada olmazsam sabah ilk yapacakları şey işi başka bir müteahhide vermek olacak, biliyorsun. | Open Subtitles | لو لم أكن هناك بالموقع, أوّل شيء بالصباح سيعيّنونمتعاقداًآخر,وبعدها,تعرفين.. |
| Peki, onu kurtarmak için orada değilsem neden şimdi ölü değil? | Open Subtitles | إذاً لو لم أكن هناك لإنقاذه, إذاً لماذا هو ليسَ ميتاً؟ |
| Kardeşimi gördüğünde ona üzgün olduğumu söyle... ihtiyacı olduğunda yanında olamadım, anladın mı? | Open Subtitles | و عندما ترى أخي, قللهأننيأسف لأننيلم... لم أكن هناك من أجله , حسناً؟ |
| Oradaki ben değilmişim gibiydi. | Open Subtitles | كأنني لم أكن هناك |
| Evet, çünkü yardımcı olmak için Yanında yoktum. | Open Subtitles | نعم، لم يحدث لأنني لم أكن هناك لمساعدتك |
| İyileştiğinde her gün oradaydım ve Orada olmadığım her gün senin için endişeleniyordum. | Open Subtitles | عندماتخلصتمن الادمان, .كنتهناككليوم. و أنا قلقة عليك كل دقيقة أنني لم أكن هناك |
| Öyleyse yanılıyorsun, bebeğim, çünkü Orada olmadığımı söyledim. | Open Subtitles | لا بد من أنك مخطئة يا عزيزتي لأنني أخبرتك للتو أنني لم أكن هناك |