| Bu öğleden sonra Paris'te olmak zorundayım. Yarın trenle döneceğim. | Open Subtitles | يجب أن أكون في باريس عصر اليوم سأعود بالقطار غدا |
| Kuliste olmak, akrobatlar, aktörler, sihirbazlarla çevrili olmak insanı zehirleyen bir şeydi. | Open Subtitles | أن أكون في الكواليس محاطاً بالمهرجين، الممثلين و السحرة كان أمراً مؤلماً |
| Raleigh'da olmam gerekiyordu. Uçağımı kaçırdığım için sana teşekkür ederim. | Open Subtitles | كان من المفروض أن أكون في راليف بفضلك فوتت رحلتي |
| Çölde yerine bulunmak istediğim bir başka yer daha var. | Open Subtitles | أنا أُفضّلُ أَنْ أكون في أماكنِ غير الصحراءِ |
| - Willow'la Tara'nın dersi var. Ben de inşaata gitmeliyim. | Open Subtitles | ويلو وتارا لديها محاضرات وأنا يجب ان أكون في الموقع |
| Doktora sonrası çalışmalarım için Temmuz ve Ağustos'ta Nairobi'deyim... | Open Subtitles | سوف أكون في نيروبي للقيام بعملي بعد الدكتوراه في شهري يوليو وأغسطس. |
| Hadi. - Hayır, görmüyor musun? Burası ilk seferde bulunmam gereken yerdi, o aptal yarış pisti değil. | Open Subtitles | كلا، ألا تفهم هنا كان يجب أن أكون في البداية |
| Bu gece bir yerde olmam lazım, beni yarın ara tamam mı? | Open Subtitles | عليّ أن أكون في مكان ما الليلة اتصل بي على جهاز النداء غداً |
| Yanlış tarafta olmak istemem, tıpkı şu an olduğu gibi, değil mi? | Open Subtitles | لا أحب أن أكون في الجانب الخطأ وهو الذي أنا فيه، صحيح؟ |
| İstediğim şey, birşeylerin merkezinde olmak zorlanmak ve ilham almak. | Open Subtitles | الذي أُريدهـُ بأن أكون في مركز الأشياءِ، لكي أتحدّى وألهَمَ. |
| Benden nefret etmeyen insanların olduğu güzel bir yerde olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أكون في مكان ما رائع مع الناس لا يكرهونني |
| Küçük Tokyo'da olmam çok garip. Bu bölgede çalışacağım aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | انه مضحك اتعرف أن أكون في طوكيو الصغيرة أنا لما أتوقّع أن أعمل في هذا الجزء من البلدة |
| Sabah Ankara'da olmam lazım. Söylemiştim sana. Biliyorsun. | Open Subtitles | يتوجب علي أن أكون في أنقرة في الصباح أنت تعلم هذا، لقد قلت لك ذلك.. |
| - Yarın San Francisco'da olmam gerekiyor. | Open Subtitles | حسناً، يجب أن أكون في سان فرانسيسكو غداً |
| Çocuklar bu yer beni nasıl da eskiye götürdü. | Open Subtitles | أن أكون في هذا المكان حقاً يجعلني أسترجع الماضي |
| Dövüşenler kadın olunca ön sıradan yer isterim. | Open Subtitles | 'لأنني أريد أن أكون في الصف الأول لمشاهدة قتالكما |
| Tehlikedeyken, hatta ölümcül tehlikedeyken içimde sessiz, huzurlu bir yer ararım. | Open Subtitles | عندما أكون في خطر حتى في حالات الخطر المميت أحاول أن أجد مكاناً أشعر فيه بالسلام والآمن |
| ...bir gün dünyanın sonu gelebilir ve Ben de o sokakta size katılmaya çalışırken ölebilirim. | Open Subtitles | أردتك أن تعرف و سوف أموت محاولاً أن أكون في ذلك الزقاق |
| Bu arada, ben... Ben de fotoğrafta olamayacağım. | Open Subtitles | بالمناسبة.. لا أريد أن أكون في الصورة انا ايضاً |
| Ben de zaten ofisin içinden birisiyle çıkmak istemiyordum zaten. | Open Subtitles | أنا لا أريد أن أكون في علاقة مكتب, على أي حال |
| Param olsa şimdi Paris'te olurdum. | Open Subtitles | كم أودّ أن أكون في باريس الآن لو كان بإستطاعتي تحمّل المصاريف |
| Dr. Bob 11:30'ta görebilirmiş ama ben hastanede olmalıyım. | Open Subtitles | الدكتور بوب يمكن أن يراه في 11: 30 لكني يجب أن أكون في المستشفى |
| İşte bu yüzden aile toplantısında bulunmam lazım. | Open Subtitles | لهذا السبب ينبغي أن أكون في إجتماع العائله |
| Hiçbir yerde olmam güvenli değil. | Open Subtitles | أجل، إنه ليس آمنا لي أن أكون في أي مكان. |