| Beslenecek bir boğaz olduğumu, ama annemden daha iyi olduğumu söylerdi. | Open Subtitles | كانت تقول أني كنت فمّ للتغذية ولكن كنت ألطف من والدتي |
| Bu, birinin bugüne dek bana söylediği en güzel şey. | Open Subtitles | ذلك , ذلك أحد ألطف الأشياء التي قيلت لي أبداً |
| Bence annenle dışarı çıkman, dünyadaki en tatlı şey bence. | Open Subtitles | أعتقد أنه ألطف شيء في العالم أن تخرج مع أمك |
| Bu güne kadar yaşayan en iyi adam Artie Green'le nişanlı Betty Schaefer, bana âşıktı, bana. | Open Subtitles | بيتي شايفر، مخطوبة لـ أرتي غرين ألطف رجل على الإطلاق و لكنها كانت تحبني أنا، أنا |
| Şimdi bu, biraz daha pahalı, ama daha güzel kokuyor. | Open Subtitles | هى أكثر بعض الشيء مالا لَكنك ستحصل على رائحة ألطف. |
| Yani eşim benden daha hoş kokuyor, ya da ben sadece ondan daha kötü kokuyorum. | TED | و لذلك فرائحة زوجتى ألطف من رائحتى، أو أنا فقط رائحتى كريهة أكثر منها. |
| Umarım senin yaşına geldiğimde insanlara karşı daha nazik olurum! | Open Subtitles | أتمنى أن أكون ألطف مع الناس عندما أكون في عمرك |
| Şimdiye dek gördüğün en hoş küçük sarışın amcık değil mi? | Open Subtitles | أليست ألطف قطة شقراء صغيرة رايتها فى حياتك ؟ |
| Yalanı bırak, insanlarla oynamayı bırak. daha kibar biri ol, yeter. | Open Subtitles | توقفي عن الكذب , توقفي عن التلاعب , فقط كوني ألطف |
| Biri sana para verseymiş keşke. daha iyi bir insan olurdun o zaman. | Open Subtitles | كان من الأفضل أن يمنحك أحد كل ذلك لكنت إنسان ألطف من ذلك |
| Biri sana para verseymiş keşke. daha iyi bir insan olurdun o zaman. | Open Subtitles | كان من الأفضل أن يمنحك أحد كل ذلك لكنت إنسان ألطف من ذلك |
| Rahat ol. Annem konuşma şeklinden anlaşılandan daha iyi huyludur. | Open Subtitles | تشجع, أمي ألطف في التصرف مما تبدو عليه في الكلام |
| Sanırım, hayatımda eşim de dahil birine söylediğim en güzel şeydi. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا ألطف ما قلته لأي شخص بما فيهم زوجتي |
| Ama o dünyanın en akıllı en tatlı, en güzel... | Open Subtitles | ولكنها حقا أذكى ألطف و أجمل ما هذا بحق الجحيم؟ |
| ...bulunması güzel. -Bu, sahip olduğum en güzel saat. | Open Subtitles | هذه الساعة من ألطف الساعات التي رأيتها في حياتي |
| Bu ise bir yavru tapir, hayvan krallığındaki en tatlı hayvan yavrusu. | TED | والآن هذا حيوان التابير الصغير سلالة ألطف الحيوانات في مملكة الحيوان |
| Kamyon şoförleri hep çok iyi olur. Yoldaki en iyi sürücüler. | Open Subtitles | سائقو الشاحنات هم ألطف سائقين على الطريق. |
| Tanıdığım en iyi insanlarsınız. | Open Subtitles | كلير أنكى واحده من ألطف الناس الذين قابلتهم |
| daha güzel kokan bir yerde bir şeyler içemeye ne dersiniz? | Open Subtitles | دعينا نحتسى مشروباً فى مكان ألطف رائحة من هذا |
| - Ne yazık ki, daha hoş olmak istiyor. | Open Subtitles | المشكلة الحقيقية أنه يريد أن يكون ألطف من هذا |
| Ya da sizin kadar popüler olmayanlara daha nazik olmayı seçebilirsiniz. | Open Subtitles | أن تكونوا ألطف إلى أولئك الذين لا يتمتعون بالشهرة كم انتم |
| Ya da... şimdiye dek gördüğün en hoş küçük sarışın amcık? Daha iyisini de gördüm. | Open Subtitles | أو أنها ، ألطف قطة شقراء صغيرة رايتها فى حياتك ؟ |
| Neden etrafta başka asiler yokken bana çok daha kibar davranıyorsun? | Open Subtitles | لماذا أنت دائماً ألطف معي عندما لا يكون حولنا متمردين آخرين؟ |
| Sen tanıdığım en nazik insansın ve geçmişimin hengamesini hayatına sokmak istemedim. | Open Subtitles | أنت ألطف رجل قد قابلته ولم أرد أن أجلب.. أزمات ماضيِي بحياتك |
| Dünyanın en şirin yeri! Üstelik bedava yak sütü de var. | Open Subtitles | ألطف شئ في العالم ولم أذكر حتى لبن الياك المجاني |
| Bence o, şimdiye kadar tanıştığım en havalı ve şirin erkek. | Open Subtitles | أعتقــد أنه أروع و ألطف فتى سبق و قابلته |
| Dünyanın en sevimli insanı olmayabilirim ama bu gezegendeki en harika kadını benimle evlenmeye ikna ettim. | Open Subtitles | لستُ ألطف شخص عِشرةً ولكنّي حملتُ أفضل امرأة كانت في هذه الدنيا على الزواج منّي |
| Selma, sigarayı bıraktıktan sonra çok daha iyi biri oldu. | Open Subtitles | أقلعت سلمى عن التدخين و لم يسبق أن كانت ألطف |
| Bunu yaparken daha tatlı olabilirdim. | Open Subtitles | و ، و ربما كان بإمكاني أن أكون ألطف |