| Bir tüccar havai fişek gösterisi önerdi ama çok gösterişli olur diye düşündüm. | Open Subtitles | تاجر محلّي اقترح عرض ألعاب نارية لكني أحسست أنه قد يكون تباهيًا قليلًا |
| Eminim burası kaçak havai fişek satıyordur. | Open Subtitles | أعتقد هذا المتجر يبيع ألعاب نارية ممنوعة |
| havai fişek gösterileri var ve... | Open Subtitles | هناك ألعاب نارية قرب النهر و أشياء كثيرة |
| Gökyüzünde Havai fişekler patlayacak. Tepenizde patladığını duymak istiyorum. | Open Subtitles | ستكون هناك ألعاب نارية تطير في السماء وأريد سماع صوتها منكم |
| Havai fisek gösterisi! | Open Subtitles | ألعاب نارية! |
| Polis raporlarında: hem otobüs istasyonunda hem de çocuk öldüğü zaman çevredeki insanlar havai fişek atıldığını duymuşlar. | Open Subtitles | قيل في تقارير الشرطة مرتين عند وفاة الصبي وفي محطة القطار الشهود قالوا بإنهم سمعوا صوت ألعاب نارية |
| Arkadaşım ve ben kaliteli havai fişek almak istiyoruz. | Open Subtitles | أنا وصديقي نرغب في شراء ألعاب نارية عالية الجودة |
| Ortada bir savaş olduğunu unuttuğunuz silah atışlarını havai fişek sandığınız ve önemli olan tek şeyin eğlenmek olduğunu düşündüğünüz için hoşgörülebilirsiniz. | Open Subtitles | معذور أنت إن تناسيت الحرب وتصورت أن الطلقات النارية هي ألعاب نارية وأنه لا شيء يهم سوى اللذة |
| - Onlar her kimse, gittiler. - havai fişek olduğunu düşünecekler. | Open Subtitles | ـ مهما كان من بالخارج فقد ذهبوا ـ وسيعتقدون أنها ألعاب نارية |
| - havai fişek olduğunu düşünecekler. | Open Subtitles | ـ مهما كان من بالخارج فقد ذهبوا ـ وسيعتقدون أنها ألعاب نارية |
| Adamım, Çinliler harika havai fişek yapıyorlar. | Open Subtitles | يا صاح، الصينيون يصنعون ألعاب نارية جميلة |
| Ya da güzel geçmişse, havai fişek koyabiliriz. | Open Subtitles | , و .. عندما نحصل على موسم جيد نضع صور ألعاب نارية |
| Ufak bir kibritle bile girseniz etraf havai fişek gösterisine döner. | Open Subtitles | عود كبريت واحد وسوف يكون هناك ألعاب نارية |
| Yani öylesine bir havai fişek gösterisi yaparım diye. | Open Subtitles | تعرف، في حال أردت أن أبدأ عرض ألعاب نارية مرتجلة. |
| havai fişek sesleri duydum ve arka kapıya gittim. | Open Subtitles | سمعت صوت ألعاب نارية وذهبت إلى الباب الخلفي |
| Hayır, bitmedi. Anlatmak istediğim şu. Kolombiya âdeti diye Noel'de havai fişek patlatmamıza ses etmiyorum. | Open Subtitles | كلا أنا لم أنتهِ، اسمعو لقد جلبنا ألعاب نارية في عيد الميلاد |
| Yılın bu zamanı benim en sevdiğim zaman Havai fişekler ve eğlenceler. | Open Subtitles | هذا وقتي المفضل من السنة ألعاب نارية وأعياد |
| Güzel bir yemek, parkta romantik bir konser, sonra da Havai fişekler, anlatabildim mi? | Open Subtitles | عشاء خيالي, حفلة رومنسية في الحديقه وبعد ذلك ألعاب نارية إذا عرفتي ما أقصد |
| Bir yemek sırasında herkes dört veya beş kez "Mutlu Yıllar" şarkısını söylemeye zorlanıyor ve tatlıların üzerinde Havai fişekler bulunuyor. | Open Subtitles | اربع أو خمس مرات كل وجبة والحلوي عليها ألعاب نارية |
| Havai fisek gösterisi! | Open Subtitles | ألعاب نارية! |
| Geçen yıl bir öğrenciyi havai fişeklerle yakaladım ve eve geldiğimde hala çantamın içindelerdi. | Open Subtitles | في العام الماضي مسكت طالبأ مع ألعاب نارية ولازالوا في حقيبتي عندما وصلت للمنزل |
| Babam Oxford'tayken Riot, Randolph Hotel'de bir kutu havaifişek fırlatmışlar. | Open Subtitles | بينما كان أبي بـ "أوكسفورد" أشعل "نادي ريوت" صندوق ألعاب نارية بفندق "راندولف" |
| "Kimmy, sen bir havai fişeksin." | Open Subtitles | ؟ كيمي، أنت a ألعاب نارية! ؟ |
| Havai fişekli canlı bir program. | Open Subtitles | عرض تلفزيوني خاص وحي مع ألعاب نارية |