"ألقاها" - Translation from Arabic to Turkish

• attı
• atmış
• fırlattı
• onu fena

Ona bunları yazdırdı ve sonra onu camdan dışarı attı. KRİPTOGRAFİ SİZ İŞARETLER KODLAR BÜYÜK SAVAŞ'IN Şifre Kırıcıları
هذه كانت خطته جعلها تكتب الرسالة ثم ألقاها من النافذة

Ben de merak etmeye başladım düşürdü mü yoksa katil mi attı?
وبدأت أتساءل هل سقطت منها أم أن القاتل ألقاها هنا

Çöp sepetine atmış. Bunu yaptığına inanamıyorum...
ـ لقد ألقاها في سلة المهملات ـ لا يمكنني تصديق ذلك

Adam cesedi korkuluğun üstünden atmış olmalı.
إذاً نعتقد بأنه ألقاها من هذه الشرفة ؟

Diyet kolamı aldı ve odanın öbür tarafına fırlattı.
فأخذ زجاجة الكوكاكولا الخاصة بى و ألقاها فى الغرفة.

Sonra Josh suyu alıp, adamın suratına fırlattı.
لذا بعدها جوش التقط علبة مائي و ألقاها في وجه الرجل

Bizimki Shawmuts'da yoğun bakımdaymış. Birileri onu fena benzetmiş.
لقد سمعتُ إنها في العناية المركزة في (شوماتس)، أحدهم ألقاها ضرباً.

Ama zavallı bir hemşire olanları öğrendi ve Adrangi de onu camdan dışarı attı.
و لكن الممرضة المسكينة اكتشفت ذلك, لذلك ألقاها من النافذة.

Kadın kolunu yaraladı ve oda yüzüne tokat attı.
ولقد خدشت ذراعه وهو ألقاها ارضا

Sonra da sanki öylesine bir şeymiş gibi... ..bir dolabın içine attı.
ثمّ ألقاها في خزانة ما كأنّها خُردة.

Ona bunları yazdırdı ve sonra onu camdan dışarı attı.
ثم ألقاها من النافذة

- Belki birisi çaktırmadan içkisine Ecstasy attı.
ربما أحد ما ألقاها في مشروبه.

Sanırım birileri bozuk diye atmış.
أظن أحدا ألقاها لأنها عطلانة كانت أمي!

- Onu bir köprüden atmış, Dwayne.
لقد ألقاها من فوق جسرٍ، (دواين).

Biri, kurbanın üstüne atmış.
-شخص ما ألقاها .

Dün gece biri pencereme fırlattı.
شخص ما ألقاها عبر نافذتي ليلة أمس

Shawmut hastanesinde yoğun bakımda olduğunu duydum. Birisi gerçekten onu fena dövmüş.
لقد سمعتُ إنها في العناية المركزة في (شوماتس)، أحدهم ألقاها ضرباً.