"ألقيتها" - Translation from Arabic to Turkish

• attım
• attın
• atmıştım

Konuşması için yalvardım, yakardım, dövdüm saçlarından tutup yerlerde sürükledim, sokaklara attım.
توسلت إليها أن تنطق، ضربتها ألقيتها على قارعة الطريق

Ama dün o pencereye bir tuğla attım ve sana da o tuğlayı elime verdiğin için teşekkür ederim.
ولكن بالامس ألقيتها خارج النافذة وعلى شكرك لمساعدتى على هذا

Lily, söyledim işte, uzatma. Yine söylüyorum, çöpe attım.
زنبق، وترك الأمر قلت لك، أناأخبرتك الآن، ألقيتها مع الزبالة

Onu trenden attın, nereden biliyorsun?
كيف عرفت أنها لم تمت رغم أنك ألقيتها من القطار؟

Arkasına attın.
لقد ألقيتها خلفه

Tren istasyonunda. Senin olduğun trene doğru atmıştım. Nereye koydun onu?
محطّة المترو، لقد ألقيتها في المترو، أين حفطتها؟

Aslında ben biliyorum. Seni bulmadan birkaç dakika önce göle atmıştım.
في الواقع أنا أعلم، لقد ألقيتها في البحيرة قبل أن أعثر عليكي ببضع دقائق

Buralarda bir yere attım... pencereden atmıştım.
لقد ألقيتها هنا خارجاً، ألقيتها من النافذة

Her neyse elmasları kurtarmak için onları bir kuyuya attım.
... علي أي حال ... لأحفظ الماسات ألقيتها في فتحة مائية

Ancak hiçbir fikrim yoktu bu yüzden attım gitti.
لذا لم أكن أعلم لذا ألقيتها لذا لا تهم هاهنا!

- Küreği aşağı at. - Küreği aşağı attım.
ـ إرم المجرفة ـ لقد ألقيتها

Denize attım. Boynumu sıkıyordu.
ألقيتها في البحر كانت تخنقنى

Onu attım.
لقد ألقيتها بعيداً

- Şey, ben... -onu sana tut diye attım.
. أنا ألقيتها لك

Hayır, yere attım.
لـاـ، لقد ألقيتها.

Ve borçlarını karının üstüne attın.
وديونك ألقيتها على زوجتك

Sıkı bir nutuk attın içeride.
يا لها من خطبة ألقيتها هناك

Brick bunu bana yıllar önce yazmıştı ama ben eski bir ayakkabı kutusuna atmıştım.
كتبها لي منذ سنوات وأنا ألقيتها في صندوق أحذية قديم