| Bekar kızların önünde gösteriş yapmamalısın. | Open Subtitles | أوه، حقا؟ يجب أن لا تتباهي بذلك أمام الفتيات الغير متزوجات |
| Bir daha kızların önünde bu konuda konuşmana izin veremem. | Open Subtitles | ولا يجب أن نخوض مثل هذا الحديث أمام الفتيات |
| Sonra da onu, bütün kızların önünde iç çamaşırıyla hula dansı yapmaya zorladık. | Open Subtitles | ثم جعلناه يرقص بملابسه الداخلية أمام الفتيات |
| kızların önünde bu şekilde konuşmuyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تتكلم بهذا أمام الفتيات ، هل تفعل ؟ |
| kızların önünde düzeltmek istiyordum, bana güvenmelerini sağlamak için. | Open Subtitles | أحب أن أكون قادرة على التصحيح أمام الفتيات ، ذلك يجعلهن يثقن بي |
| kızların önünde yumruklarımızı yarıştıralım ister misin? | Open Subtitles | فإنك تتصرف بشجاعة أمام الفتيات حتى تثير اعجابهن |
| Evet, kızların önünde kendimi övmek istemedim, ama bir kaç dolara değer. | Open Subtitles | نعم,لم أرغب بالتبجح أمام الفتيات لكنها تساوي بضع دولارات |
| Hayata döndüğümden beri seninle konuşmak istiyorum ama kızların önünde konuşmak istemedim. | Open Subtitles | كنت أنتظر أن أحدثكِ منذ عودتي للحياة مرة أخري ولم أريد أن أقول أي شيئ أمام الفتيات |
| Asyalı kızların önünde hikayeden ayrılacağız işte, hepsi bu. | Open Subtitles | كل ما علينا هو اصطناع انفصال أمام الفتيات الآسيويات |
| kızların önünde korkunç şeyler söyleyen çocuklardan hoşlanmam. | Open Subtitles | -لا أحب الشبان الذين يقولون كلام مرعب أمام الفتيات. |
| Zirâ kızların önünde kaybetmeyi göze almazsın. | Open Subtitles | لم تكن لتخاطر بالخسارة أمام الفتيات |
| Sadece birisi, muhtemelen Robert kazanacak, ve geri kalanı kızların önünde rezil olacak. | Open Subtitles | شخصٌ واحد فقط سيفوز" (و على الأغلب سيكون (روبرت "و البقية سيبدون مثيرين للشفقة أمام الفتيات |
| Slavi işlerini kızların önünde yapmazdı. | Open Subtitles | لا ينجز (سلافي) أعماله أمام الفتيات أبداً. |
| Sadece güzel kızların önünde. | Open Subtitles | فقط أمام الفتيات الجميلات . |