| Tanrı'nın huzurunda ve konukların karşısında... bu erkekle bu kadını... birleştirmek için burada toplandık... | Open Subtitles | لقد اجتمعنا هنا أمام الله و في مواجهة هذه الصحبة لنربط بين هذا الرجل و هذه المرأة |
| Şimdi Tanrı'nın huzurunda, sizi bir kez daha karı koca ilan ediyorum. | Open Subtitles | و الآن أمام الله أعلنكما من جديد زوجاً و زوجة |
| Tanrının önünde alçakgönüllü olun ve takdisini alın. | Open Subtitles | أخضعوا قلوبكم أمام الله واستقبلوا بركاته |
| İkimiz de Tanrı'nın önünde diz çöküp lütfu için dua ediyoruz. | Open Subtitles | نحن على حد سواء الركوع أمام الله ونصلي من أجل بركته. |
| Dün olanları hiç konuşmayacağıma Tanrı huzurunda yemin ederim. | Open Subtitles | أقسم أمام الله أننى لن أقول كلمة عما حدث بالأمس |
| Ben yalnız Tanrı'ya karşı alçak gönüllü olurum, listem orada biter. | Open Subtitles | أنا أذل نفسى أمام الله و هناك ستنتهى العصابه |
| Tanrının huzurunda doğruyu söyleyeceğinize yemin ettiniz. | Open Subtitles | لقد أقسمت أمام الله أنك ستقولين الحقيقة |
| Onlar kötülüğün ekmeğini yedi ve şiddetin şarabını içtiler ve Tanrı'nın gözünde günah işlediler. | Open Subtitles | لقد إقتاتوا على الشر و شربوا من نبيذ العنف و إرتكبوا الآثام أمام الله |
| Tanrı önünde boyun eğmeye ne kadar direneceksin? | Open Subtitles | لأي مدى ستظل رافضا فى أن تجعل نفسك تتواضع أمام الله ؟ |
| Aile ve arkadaşlarınızın önünde ve Tanrı'nın huzurunda karşılıklı yeminlerini edecekler. | Open Subtitles | بحضور العائلة والأصدقاء فقد تبادلا القسم أمام الله |
| Tanrı'nın huzurunda bu yemini ediyorum. | Open Subtitles | حتى يفرقنا الموت بحكمه مؤدياً هذا العهد أمام الله |
| Tanrı'nın huzurunda elleşiyoruz ve yakınlaşıyoruz. | Open Subtitles | وانا وجسدي نلمس بعضنا ، نتقرب من بعضنا أمام الله |
| İnandığı Tanrının önünde diz çökmekten hiç kimse korkmaz. | Open Subtitles | لا يهاب الرجل قبل أن يركع أمام الله الذى يثق به |
| Kıyamet gününde Tanrının önünde dururken bana neden onun gerçek mucizelerinden birini öldürdüğümü sorarsa ona ne diyeceğim? | Open Subtitles | فى يوم محاسبتى... عندما أقف أمام الله... ويسألنى... |
| Onu kutsayın ki ilk ve tek oğlunuz olarak Tanrı'nın önünde yürüsün. | Open Subtitles | صلى لتباركه ليصبح أمام الله أول نسلك و إبنك فقط |
| Krala hizmet etmek için Tanrı'nın önünde yemin ettim. | Open Subtitles | سأضع يدي على الإنجيل سآخذ عهدًا أمام الله بأن أخدمَ الملك |
| Tüm istediğim Tanrı huzurunda... sevdiğim adamla evlenmeden önce... bir kaç yakın arkadaşla olmak. | Open Subtitles | كل ما تريد عدد قليل من الأصدقاء المقربين كما تبادل وعود أمام الله مع رجل أعشق. |
| İçinde bulundukları durum gözetilmeksizin ta ki saçları ak düşene kadar bütün zorlukların her aşamasında birbirlerini seveceklerine dair Tanrı huzurunda söz veriyorlar. | Open Subtitles | بغض النظر عن حالتهم هذه حتى تشيب رؤوسهم فهم يعدون أمام الله بأنهم سوف يحبون بعضهم البعض عبر تحملهم المشاق |
| Ama bir baba olarak, sizlerin Tanrı'ya karşı, sizlere verdiği bu... etkin pozisyon için sorumlu olduğunuzu söylüyorum. | Open Subtitles | ولكني أخبركم كأب بأنكم مسئولون أمام الله لموقعكم المؤثر الذي أعطاكم اياه |
| Ama Tanrının huzurunda fütursuzca yalan söylemeniz... | Open Subtitles | لكن بأن تخدعي بوقاحة أمام الله. |
| Onlar kötülüğün ekmeğini yedi ve şiddetin şarabını içtiler ve Tanrı'nın gözünde günah işlediler. | Open Subtitles | لقد إقتاتوا على الشر و شربوا من نبيذ العنف و إرتكبوا الآثام أمام الله |
| Tanrı önünde boyun eğmeye ne kadar direneceksin? | Open Subtitles | لأي مدى ستظل رافضا فى أن تجعل نفسك تتواضع أمام الله ؟ |
| Tabi ki. Bugün, Tanrının ve bütün dünyanın gözü önünde nasıl hissettiğimizi duyuralım. | Open Subtitles | بالتأكيد، اليوم سنعلن عن شعورنا أمام الله والعالم كله |
| Tanrı'dan önce size söz verebilirim bu çocuk, benim gibi dindar bir musevi olacak. | Open Subtitles | أقسم لك أمام الله بأن هذا الطفل سيكون يهودي مؤمن كما أنا |