| temsil ettiğim bir atık şirketiyle görüşmek için çağırıldım. | Open Subtitles | لقد دعيت للإستشارة من قبل شركة للنطافة أمثلها |
| Kendilerini temsil ettiğim insanlar orada ne halt ettiğimizi bilmezler. | Open Subtitles | الجماعات التي أمثلها لا يعرفون ماذا نفعل هناك. |
| temsil ettiğim firma Yosemite dağlarına yağlarını dökemeyecek. | Open Subtitles | الشركة التي أمثلها لا تستطيع Yosemite اخراح النفط في |
| temsil ettiğim çıkarlar, kaliteli altın avcılığı ve... çalışanların diğer hırsızlıklarını halletmeyi yıllar içinde öğrendi. | Open Subtitles | المصالح التي أمثلها تعلمت كيفية التعامل بفعالية عبر السنين... مع اختلاس الذهب وأشكال أخرى من السرقة على يد العمال |
| - Evet, temsil ettiğim şirket yakınlardaki bir arazi için yatırım yapacak. | Open Subtitles | -نعم, الشركة التي أمثلها قامت بشراء بعض الأراضي القريبة لتطويرها |
| Onu temsil edemeyeceğimi söylemiştim... | Open Subtitles | كنت قد أخبرتها للتو أنني لن أمثلها |
| Bilgi demek güç demekse Bay Levkin, temsil ettiğim organizasyon Helyum 3 cihazıyla ilgili her türlü bilgiye sahiptir. | Open Subtitles | لو أن المعرفة هي القوة يا سيد (ليفكن) إذاً فإن المنظمة التي أمثلها He3 ثورية ككل جزء فى جهاز |
| (Gülüşmeler) Bölgenin yüzde 71'i Latin asılı ve kongredeki üçüncü dönemimde temsil ettiğim bölge burası. | TED | (ضحك) وهي دائرة لاتينية بنسبة 71% وهي الدائرة التي أظل أمثلها لفترتي الثالثة في الكونغرس الآن |
| - Kızı temsil ediyorum. | Open Subtitles | - - الفتاة التي أمثلها. |
| Onu ben temsil ediyorum. | Open Subtitles | أنا أمثلها. |