"أمرته" - Translation from Arabic to Turkish

• emrettim
• emrettin
• emir
• emretmenin

Adamlarını yoklama için toplamasını sağlayacak bir eğitim cihazını kullanmasını emrettim.
أمرته لإستعمال آلة لتجميع رجاله للتفتيش.

Silahları üsten çıkarıp istedikleri gibi buraya getirmesini ben emrettim.
أمرته بأخذ تلك الأسلحة من القاعدة ويحضرها إلى هنا كما أرادوا.

Ona burada kalıp her ihtimale karşı sizi korumasını emrettim.
قد أمرته ليبقى و يحميكِ بحالة لو حاول أحداً تهديد سلامتكِ.

Kaçmasını emrettin ve buraya dikkatimizi dağıtmaya geldin.
أمرته بأن يهرب وبعدها جئتِ كي تُلهينا.

Yapmasını sen emrettin. Sorumlusu sensin.
لقد أمرته بذلك أنت المسئول

Ona ne çeşit bi emir verdin bilmiyorum ama, çok canice gibi duruyor.
لا أعرف ما الذي أمرته بأن يقوم به لكن يبدو أنه عمل فظيع

Tıraş olmamasını emretmenin sebebi buydu. Sıradan bir köle gibi görünmesi için.
لهذا السبب أمرته بألا يحلق، ليظهر بمظهر العبد الضال

Kasabadan apansızın ayrılınca dün gece seni izlemesini emrettim.
أمرته باتباعك بعدما غادرت المدينة على عجل ليلة أمس

Sırf ona emrettim diye öylece çıkıp gitmezdi.
لن ينزل لمجرد انى أمرته بفعل ذلك.

Doğru. Ona bırakmasını emrettim.
هذا صحيح، أمرته بأن يدع الأمر وشأنه.

- Ben söylememesini emrettim.
أمرته بألا يفعل. لمَ؟

Evet. Ona Kurtarıcıyı öldürmesini emrettim.
أجل، وقد أمرته بقتل المخلّصة

Olmalarını emrettim!
! لقد أمرته أن يحدث

Ben emrettim.
أنا أمرته

Ona sen emrettin!
أنت أمرته بذلك أيضا

- Geri dönmesi için ona emir verdim. - Ve bunu yaptığını gördün mü?
أمرته أن يخرج هل رأيته يخرج؟

Ona içeri girmesi için emir verdiniz mi?
هل أمرته بالدخول؟