| Çok kısa bir sohbet bile etmemiz, bizim için çok tehlikeli. İzlendiğimizi varsaymalıyız. | Open Subtitles | إنّه أمر خطير بالنسبة لنا أن ندردش قليلاً علينا أن نفترض أننا مراقبان |
| Ağladı, bana kendisi gitmek için yalvardı fakat çok tehlikeli olurdu. | Open Subtitles | كانت تبكي وتطلب مني السماح لها بالذهاب ولكن هذا أمر خطير |
| Bu iş ciddi. Bu gece yanına bir koruma almalısın. | Open Subtitles | وهذا أمر خطير أنت تحتاج إلى حارس شخصي الليلة |
| Herkes komedyen. Dinle, bu ciddi bir durum! | Open Subtitles | حسناً,أصبح الجميع كوميدياً هذة الليلة,اسمعي هذا أمر خطير |
| Bilmiyorum dostum, ama her ne ise ciddi bir mesele. | Open Subtitles | لا أعلم يا صاحبي، لكن أياً كان، فإنّه أمر خطير. |
| Gazze'de iş bitirici ve gazeteci olmak zor ve tehlikelidir. | TED | أن تكون صحفياً وترتب اللقاءات الصحفية هو أمر خطير في غزة. |
| Bayanlar ve baylar, bugün sizin ciddi bir iş olduğunu farz edebileceğiniz kaynamış asit ile çalışacağız. | Open Subtitles | سيداتيوسادتي، اليوم ، سنحضر الحمض بالغليان. كما تتصوروا فهذا أمر خطير. |
| Küresel ısınma ciddi bir konu ve adaylarla yapacağım görüşmelerde; öncelikli olarak ele alacağıma söz veriyorum. | Open Subtitles | ظاهرة الانحباس الحراري أمر خطير و اعدك أن أجعلها أولولية في نقاشاتي |
| Birinin avucuna çizilmiş siyah nokta görürsen bunun anlamı "Yardıma ihtiyacım var ve yardım istemek benim için çok tehlikeli." | Open Subtitles | عندما ترى نقطة سوداء في راحة كف شخص ما يعني فهي تعني أنا بحاجة للمساعدة وطلبي لها أمر خطير جداً |
| Bu çok tehlikeli. Ölü ya da diri senin için tekrar üzülmek istemem. | Open Subtitles | أنه أمر خطير جدا ولا أريد أن أشعربالاسف عليك |
| Hiç bir yere gitmiyoruz. Kasabaya inmek çok tehlikeli. | Open Subtitles | أنت لن تذهب إلى أي مكان انه أمر خطير جدا الذهاب إلى المدينة |
| çok tehlikeli. Kontrol edilemez. | Open Subtitles | إنه أمر خطير للغاية , و جامح جداّ ليُسَيْطر عليه |
| İş ciddi demek. | Open Subtitles | الآن، وهذا أمر خطير. |
| Kiera, bu iş ciddi! | Open Subtitles | كييرا ، هذا أمر خطير |
| Bu ciddi bir durum. Yoksa başımda cinayet suçlaması varken.. | Open Subtitles | هذا أمر خطير كما تعلم وإذالميكنكذلكماأتيتإليك... |
| Bana anlattığınız şey çok ciddi bir durum. | Open Subtitles | ما الذى حدثتينى عنه بأنه أمر خطير |
| Bu çok ciddi bir mesele. | Open Subtitles | هذا أمر خطير جداً. |
| Anne, bu ciddi bir mesele. | Open Subtitles | أمي ، هذا أمر خطير. |
| Dengesiz bir gemi için tam yol tehlikelidir. Bu denli eski bir gemi için özellikle. | Open Subtitles | ان قيادة سفينة غير ثابتة بأقصى قوة أمر خطير |
| - Donna, bu ciddi bir iş. | Open Subtitles | "دونا"، هذا أمر خطير |
| Ama Zabel hakkında sahte söylentiler yaymasına bir şey diyemem bu çok ciddi bir konu. | Open Subtitles | ولكن الشائعات التي اطلقها على "زيبل" , هذا أمر خطير |
| Umarım Pablo ve aranızdaki çok ciddi bir tartışma değildi. | Open Subtitles | أتمنى أن لا يكون حدث أمر خطير بينك و بابلو |
| Durum ciddi. Dışarıya çıkıp, arabayı çalıştırıp, beni bekleyin. | Open Subtitles | هذا أمر خطير اخرج وشغّل السيارة وانتظرني |
| ciddi bir şey olduğunu ya da olabileceğini biliyor. Konunun ne olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | تعلم ان هناك أمر خطير, ولكنها لا تعلم ما هو |
| O her kimse tehlikeli biri. | Open Subtitles | وكائنا من كان، وقال انه أمر خطير. |
| Sizi uyarıyorum, istediğim şey tehlikeli olabilir. | Open Subtitles | أود أن أحذرك بأن ما سأطلبه أمر خطير. |