| kötü bir şey yaşanmış gibi hissettiğini biliyorum, Marcy May. | Open Subtitles | إني أعلم أنكِ تشعرين أن الذي حصل للتو أمر سيء |
| Mucizeden hep kötü bir şey gibi bahsediyoruz ama iyi tarafını görmüyoruz. | Open Subtitles | بقدر ما تحدثنا عن أن المعجزة أمر سيء لكن نسينا الجانب المشرق |
| Onlara delice aşığım ve onlar farkında değil, ki çok kötü. | Open Subtitles | انا احبها كثيرا هي تتعرض لسوء المعاملة وهدا أمر سيء |
| Bu kadar piç biri olması çok kötü çünkü gerçekten bir dahi. | Open Subtitles | انه أمر سيء كونه حقيرا لهذه الدرجة ، لإنه حقا عبقري |
| Bunu Kötü bir şeymiş gibi söyledin, geride bıraktığımız sistemi özlemem gerekirmiş gibi. | Open Subtitles | لقد قلتي هذا وكأنه أمر سيء وكانه يجب ان ننسى النظام الذي تركناه خلفنـا |
| Dövüşemem ya da silah kullanamam ama kötü birşey olursa... | Open Subtitles | لايمكنني أن أتعارك أو أطلق الرصاص ولكن لو حدث أمر سيء |
| Önce yardım isteyip sonra da gönderilen yardımı geri yollamam gerçekten kötü olur. | Open Subtitles | إنّ رفض المساعدة التي طلبتها ومُنحت لي أمر سيء |
| Bu şu demek: Wesenlar normal halktan faydalanmak için kendilerini ifşa ederlerse çok kötü şeyler olur. | Open Subtitles | مما يعني أنّ أمر سيء للغاية يحدث، عندما تكشف المخلوقات أنفسها، .لتأخذ |
| Şimdi beni yanlış anlamayın, size bir dakikalığına veri paylaşmanın kötü bir şey olduğunu söylemiyorum. | TED | ولا تفهموني خطأ، أنا لست أوحي لدقيقة أن مشاركة البيانات أمر سيء. |
| Belki de bu insanlar haklı. Belki de aklın başka yerde olması kötü bir şey. | TED | ربما هؤلاء الناس على حق. ربما يكون شرود الذهن أمر سيء. |
| Açıkçası, bence üretkenlik ya da performans yükseltmek kötü bir şey değil. | TED | لا نلجأ إليه. ولأكون واضحة، أنا لا أعتقد أن الإنجاز والإنتاجية أو محاولة تطوير أدائنا هو أمر سيء. |
| Belki de önüne gelenle yatmak o kadar kötü bir şey değildir. | Open Subtitles | قد لايكون الإرتباط بالعديد من الإناث أمر سيء |
| Ve Japonlar duygularını ifade etmenin kötü bir şey olduğu fikrini terk ediyorlar. | Open Subtitles | و بدأ اليابانيون يتخلون عن فكرة أن إظهار المشاعر أمر سيء |
| Ona kötü bir şey olacağını söyleyene kadar bize bir zararları yoktu. | Open Subtitles | الأمر كله بدا غير مضر حتى أخبروه بأن أمر سيء سيحدث |
| Bu kötü, çok ama çok kötü. | Open Subtitles | هذا أمر سيء ، هذا سيئ جدا جدا ، هذا حقا أمر سيء. |
| Kızlardan hoşlanmıyor olmam çok kötü oldu. | Open Subtitles | أمر سيء أنّي لمْ أكن مُولعة أبداً بالفتيات. |
| çok kötü, halbuki daha yeni ilginçleşiyordu. | Open Subtitles | هذا أمر سيء للغاية، لأنّ هذا بدأ يُصبح مُثيراً للإهتمام. |
| çok kötü,halbuki daha yeni ilginçleşiyordu. | Open Subtitles | هذا أمر سيء للغاية، لأنّ هذا بدأ يُصبح مُثيراً للإهتمام. |
| - Kötü bir şeymiş gibi söyledin. | Open Subtitles | تجعل من كلامك يبدو و كأنه أمر سيء. |
| Özelleştirilmiş bir evde kötü birşey olduğunda kim sorumlu olacak? | Open Subtitles | فكري بالأمر إن حدث أمر سيء في منزل مخصخص، |
| Bu zaman boyunca, aynı zayıf noktalı şekillenmiş takımlar kötü olur. | Open Subtitles | وفي أثناء الوقت سيعلم بأن تكوين فريق يحتوي على نفس نقاط الضعف أمر سيء |
| Sanki aramızdaki tüm kötü şeyler aile olduğumuz için değişecek gibi söylüyorsun. | Open Subtitles | كما لو يمكنها أن تغير حقيقة أن كل أمر سيء حصلبيننا.. كان بسبب أننا عائلة! |
| Bu tavşanlar için kötüdür. İnsanar için iyi değildir. | Open Subtitles | هذا أمر سيء للأرانب فما بالك لو كان للبشر |
| kötü oldu. Birlikte çok eğlenecektik. | Open Subtitles | هذا أمر سيء للغاية لكنّا سنكون ثنائياً رائعاً |
| Maymun yatırımcılar için biraz kötü. | TED | أمر سيء للمستثمرين القردة. |
| Onun için kötü olmuş, ama bizim için iyi oldu. Mantarın büyük ihtimalle, cinayet aleti aracılığıyla geldiğini söylemek istiyorum. | Open Subtitles | حسناً، أنه أمر سيء له ولكن جيد لنا على الأرجح الفطر أنتقل لسلاح الجريمة |