| çok kötü, biz bu çiftlikte daha fazla yaşayamayız. hadi gidelim. | Open Subtitles | أمر مؤسف أننا لا نعيش على مزرعة، هيا بنا |
| Kiraladığın salağın onu bacağından vurması çok kötü. | Open Subtitles | أمر مؤسف أن المغفل الذي استأجرته أصابها في الساق. |
| çok yazık, Nakagimi. Bugün Nigata'yı göremeyeceksin. | Open Subtitles | ياله من أمر مؤسف عزيزتي ناكيامي اليوم لن نستطيع أن نشاهدَ الجزيرة. |
| Meslek olarak bunu yapamaman çok yazık. | Open Subtitles | أمر مؤسف أنك لا تستطيع القيام بذلك لكسب لقمة العيش |
| Bu yıl ki tek sevgili şansımı kaybetmem ne kötü. | Open Subtitles | أمر مؤسف أني أضعت فرصتي مع صديق حميم هذه السنة |
| Hisleriniz konusunda daha açık olamamanız Ne yazık. | Open Subtitles | يا له من أمر مؤسف أن لا يمكنك أن تكوني أكثر انفتاحاً حول مشاعركما نحو بعضكم البعض |
| -Bu büyük bir talihsizlik. -Bizim de hoşumuza gitmiyor. | Open Subtitles | نحن نعلم أنه أمر مؤسف ونحن لا ترغب في ذلك الأمر |
| Yardım merkezindeki doktorların bacağımın bu kadarını almaları çok kötü olmuş. | Open Subtitles | أمر مؤسف أن الأطباء في المشفى لم يأخذوا جزءاً كبيراً من ساقي |
| Kardeşim olman çok kötü oldu çünkü çok tatlı bir amcığın vardı. | Open Subtitles | أمر مؤسف أنك أختي. لأن ذلك كان جسداً رائعاً. |
| Senin gibi güzel bir şeyin bardan hiç ayrılamaması çok kötü. | Open Subtitles | أمر مؤسف أن فتاة بجمالك لا تحظى بفرصة مغادرة الصالون |
| Pekala, gitmiş.Bu çok kötü. | Open Subtitles | حسناً، لقد ذهب، ياله من أمر مؤسف |
| Bak şunu söylüyorum, sizin yaptığınız şey diyorum ki o adama olan şey gerçekten çok kötü. | Open Subtitles | من المؤسف أنكم.. ما حصل للرجل أمر مؤسف |
| - Doğru. çok kötü. Bu çok iyi. | Open Subtitles | صحيح، يا إلهي أمر مؤسف فهي لذيذة |
| Evet, vurulmamış olması çok yazık. Onunla evlenebilirdin. | Open Subtitles | أجل، أمر مؤسف أنه لم يتعرّض لطلق ناري، لكان فارس الأحلام. |
| çok yazık, çünkü sen Dylan yatakta çok ateşlisin. | Open Subtitles | وهذا أمر مؤسف للغاية اذ أنك ، ديلان بارعة فى الفراش |
| Gerçekten çok yazık, çünkü araştırmalara göre su soğutucusunun başında resmi yazışmalardan daha çok bilgi alışverişi oluyor. | Open Subtitles | إنه أمر مؤسف لأن الدراسات أثبتت أن معظم المعلومات تنتقل خلال محادثات مبرد المياه أكثر من المذكرات الرسمية |
| çok yazık çünkü Jane, Frank Churchill ve ben gizemli bir şekilde birbirimize bağlıyız. | Open Subtitles | وهو أمر مؤسف ، لجين ، فرانك تشرشل وأنا فقد جمعنا معا في طريقة غامضة |
| Bu maddenin son derece toksik olması ne kötü. | Open Subtitles | أتعلمين هذا أمر مؤسف هذا المواد سامة جداً |
| Bu kredi kartıyla uçak bileti alman Ne yazık. | Open Subtitles | أمر مؤسف بشأن تذاكر الطيران التي إشتريتها ببطاقة الإئتمان |
| Son birkaç haftadır hem ülkenizin hem de şirketin başından geçenler büyük talihsizlik. | Open Subtitles | إنه أمر مؤسف ما حدث لدولتك وعمّا مرّت به شركتك في الأسابيع القليلة الماضية |
| Düşününce Birleşik Filonun çoğunun yok edilmesi çok üzücü. | Open Subtitles | إن فكرت في الأمر، أمر مؤسف مرور معظم الأسطول الموحد |
| Yazık oldu, gerçekten. O aile artık onarılmaz bir durumda. | Open Subtitles | أمر مؤسف بحق، تلك العائلة لا يمكن إصلاحها |
| Talihsizliğe bak. | Open Subtitles | حسنا ، هذا أمر مؤسف. |