| Evet, aptallık sinir bozucu bir durum ama suç değil. | Open Subtitles | أجل، كونه أحمقًا أمر مزعج ولكن هذا لا يعد جريمة |
| Aklıma ne gelse söylememe neden oluyor, çok sinir bozucu. | Open Subtitles | , يجعلني أقول أيّ شئ أفكر به و الذي من الواضح أنه أمر مزعج |
| Bizim gibi birbirine bağlı bir toplulukta ölüm çok üzücü bir şey. | Open Subtitles | الموت هو أمر مزعج جداً بالنسبة لمجتمع مترابط كمجتمعنا هذا |
| İki donatın birbirine değmesi onun için çok üzücü. | Open Subtitles | والاتصال ما بين اثنتين من الدونات أمر مزعج جداَ له |
| İnsanlara şüpheyle yaklaşmak rahatsız edici. Tanrıya daha uzak hissediyorum. | Open Subtitles | أمر مزعج أن أشكّك في الناس، أشعر بالإبتعاد عن الرب |
| Sizin geçidin askeri kontrolünü bırakmak konusundaki gönülsüzlüğünüzü rahatsız edici buluyorum. | Open Subtitles | أجد أن احجامك عن التخلي عن السيطرة العسكرية على البوابة أمر مزعج |
| Ne dert. | Open Subtitles | أمر مزعج |
| Doğru! Senin için çok can sıkıcı olmalı, Bay Lee Shin. | Open Subtitles | هذا صحيح، سيكون أمر مزعج للملك لي شين، أليس كذلك؟ |
| Onun ne olduğunu bilmiyorum ve insanların bilmesi gerekiyormuş gibi söylediğin şeyler çok rahatsız edici! | Open Subtitles | لا أعرف ما هي و هذا أمر مزعج عندما تقول أشياء يجب على الناس معرفتها |
| Arkadaşım asla yanılmaz, bu kulağa ne kadar sinir bozucu gelse de. | Open Subtitles | صـديقتي لا تـخـطئ أبدا، وهو أمر مزعج كما ترى |
| Sürüşü çok sarsıntılı, bu da çok sinir bozucu. | Open Subtitles | هناك من الاضطراب العمودي للركوب، وهو أمر مزعج. |
| Çok sinir bozucu ama ödevi bir önceki dersten önce bitirmiş olmak çok güzel, itiraf edeyim. | Open Subtitles | إنه أمر مزعج جداً لكنني أقر أنه من الجميل أن نؤدي الواجب المنزلي قبل الحصة السابقة لحصته |
| Çok sinir bozucu. | Open Subtitles | كذا وكذا وكذا وكذا... . إنه أمر مزعج جدا |
| - üzücü ama sabrediyoruz. Sonuç şu: | Open Subtitles | إنه أمر مزعج لكننا نثابر، بيت القصيد |
| Çok üzücü. | Open Subtitles | لقاء خدماتهم، وهذا أمر مزعج للغاية |
| Tahta kurularıyla uğraşıyorum, çok rahatsız edici. | Open Subtitles | أنا اتابع تفشي خنفساء الفراش أنه أمر مزعج للغاية |
| Ne dert. | Open Subtitles | أمر مزعج |
| Bunun can sıkıcı olduğunu biliyorum ama müdür, Mossad'ın yakasından düşmesi için iş birliği yapacağını umuyor. | Open Subtitles | اسمع، أعلم أن هذا أمر مزعج لكن المدير يأمل أنك ستتعاون حتى يتسنى له إزاحة الموساد عن ظهره |
| Evet, ama çok can sıkıcı. | Open Subtitles | نعم، لكنه أمر مزعج |