| Mezuniyet sayısında kapak yapma şansım var bu benim için çok önemli. | Open Subtitles | لدى فرصة قصة الصفحة الأولى فى عدد التخرج وهو أمر هام لى | 
| O konuyu konuştuğumuz için mesaj konusu çok önemli değil gibi geldi. | Open Subtitles | تعلم، منذ حديثنا عن الأمر رسالة الهاتف لا تبدو ذو أمر هام | 
| Evet düşünüyorum, gelmen Önemli ve hiç de endişelenecek bir şey değil. | Open Subtitles | نعم,أعتقد أعتقد أنهُ أمر هام ولا يجب أن تقلق حياله على الإطلاق | 
| Ayı Winnie'nin yapması gereken çok önemli bir şey var. | Open Subtitles | حيث يجب على ويني بوو ان يعمل أمر هام جداً | 
| Yani hücre zarı oluşması ve korunmasında kuruyemişler, tohumlar, yağlı balık gibi omega zengini besinleri tüketmek çok önemlidir. | TED | لذلك تناول الأطعمة الغنية بالأوميغا، مثل المكسرات، والبذور والأسماك الدهنية أمر هام لإنشاء وصيانة أغشية الخلايا. | 
| Ulusal müsabakalar. İki atı da götürüyorlar, anlaşılan büyük bir şey | Open Subtitles | سيأخذا كلا الحصانين، يبدو أمر هام | 
| Ve bu bilgiyi yaymak -- Afrikanın gerisinde çok önemli. | TED | لذلك نشر تلك المعلومة لـ في كل أرجاء أفريقيا هو أمر هام | 
| Ürününü bilmek isterim, bu çok önemli. | TED | أريد أن أعرف ما هو منتجك, وهذا أمر هام. | 
| Bu, Dünya'nın zorlu ve özgün ortamları için olduğu gibi uzaydakiler için de çok önemli bir şey. | TED | وهذا أمر هام جداً للبيئات الصعبة والفريدة على الأرض وكذلك في الفضاء. | 
| çok önemli. Kütüphaneye gelebilir misin? | Open Subtitles | هذا أمر هام جداً هل تمانع المجئ إلى المكتبة ؟ | 
| Oysa şimdi, senin mutluluğun benim için çok önemli. | Open Subtitles | أما الآن فسعادتك هي أمر هام جداً بالنسبة لي. | 
| Bu yararsız olur. Bu anlamsız bir etkinliktir, ki onu bu kadar Önemli yapan şey de budur. | TED | فهو أمر لا معنى له ونشاط عبثي وهو أمر هام للغاية لهذا السبب تحديدًا | 
| Ama hakkımı Önemli bir şey yararına kullanmak istiyorum. | Open Subtitles | لكني أريد إستعمال تأجيلي هذا لعمل أمر هام واحد | 
| çok önemli bir şey olmadığını söyledi. Bir kaç saat sonra dönmüş olur. | Open Subtitles | ولكنه قال انه ليس أمر هام وأنه سيعود بعد بضع ساعات | 
| İkimizin de mesleğinde keskin göz önemlidir, Binbaşı. | Open Subtitles | ان تكون لك عيناً حادة أمر هام في عمل كل منا | 
| İyileşmenin erken döneminde güven çok önemlidir. Gerçekten başka sebeplerle kilo aldı. | Open Subtitles | الثقة أمر هام للشفاء العاحل لقد زاد وزنه بشكل عادي حقاً | 
| - Hayır, bana göre var. - Bana göre büyük bir şey bu. | Open Subtitles | -لا، هو كذلك بالنسبة لي، هذا أمر هام بالنسبة لي | 
| Bu yarışmaya kabul edilmek bile başlı başına büyük bir olay. Evet, anlıyorum. | Open Subtitles | فقط قبولي بالمسابقة هو أمر هام |