| Ve sadece 10 dakika önce kel, gözlüklü bir bey, tekerleli sandalyedeki biri için kapıyı tuttu. | Open Subtitles | و منذ 10 دقائق مضت، رجل أصلع محترم، أمسكَ الباب من أجل أن يمر رجل على كرسي متحرك. |
| Ölmeden önce babam elimi tuttu. | Open Subtitles | في اليوم السابق من وفاة والدي أمسكَ كلتا يداي |
| Kitabı bir çok kişi tuttu, duaya yeltendi. | Open Subtitles | العديد قد أمسكَ هذا الكتاب وجرب كتاباته. |
| Beni arkadan yakaladı ve çalılıklara doğru çekti. | Open Subtitles | لقد أمسكَ بي من الخلف و من ثمّ جرّني نحو الأجمّة |
| Yeltendiğimde, adamlardan biri saçımdan yakaladı ve geri çekti. | Open Subtitles | عندما حاولت، واحد منهم أمسكَ بشعري وسحبني على ظهري |
| Tabancamdan çıkan mermileri yakaladı. | Open Subtitles | أمسكَ الرصاصات المنطلقة من مسدسي، وهذايعنيإما أنا مجنوناً.. |
| Cleary kızını öldüren şişko piçi yakalamıştın sen. | Open Subtitles | أنتَ من أمسكَ بذلك الوغد السمين الذي قتلَ إبنة عائلة (كليري). |
| Uzun, siyah yelelerini sıkıca tutmuş ve şimşek gibi fırlayıp uzaklaşmışlar. | Open Subtitles | أمسكَ بقبضة من حديد لمدّة طويلة، وبعيداً ذهبـوا، مثل البرق |
| "Adam ise trabzanı tuttu ve kendini bıraktı." | Open Subtitles | يمين أمسكَ الدرابزين وبعدها تركها اوه .. |
| Elimi tuttu. | Open Subtitles | إنّه يستفيق. لقد أمسكَ يدي. |
| California'ya yaptığımız bu yolculuk bize çok iyi geldi. Buraya geldikten hemen sonra elimi bile tuttu. | Open Subtitles | هذهِ الرحلة إلى (كاليفورنيا) كانت رائعة بالنسبة لنا أعني، بعدَ أن وصلنا إلى هنا، أمسكَ يدي |
| Yağmur yağarken şemsiyemi, yalnız olduğumda ise elimi tuttu. | Open Subtitles | و أمسكَ بيدي عندما كُنت وحيدة |
| Hiçbir fikrim yok birden göğsünü tuttu ve yere yığıldı, o kadar. | Open Subtitles | ليس لديّ فكرة ... -{\pos(190,240)}لقد أمسكَ بصدرهِ وانهار |
| Karşısında hiç bir şey yapamadım, boğazımdan yakaladı. | Open Subtitles | ، قبل أن أتمكّن من فعل أيّ شيء . أمسكَ رقبتيّ |
| Bizi yakaladı. Zaman kazanmaya çalıştığımızı anladı. | Open Subtitles | لقد أمسكَ بكَ، كان يعلم أننا مماطل |
| George onu yakaladı ve öldürttü. | Open Subtitles | ولقد أمسكَ به (جورج)، وضربه بعنفٍ. |
| Adam Strauss'u ve Joe Carroll'u yakaladı. | Open Subtitles | لقد أمسكَ بـ(ستراوس) و (جو كارول) |
| Biri beni yakaladı! | Open Subtitles | ! شيء أمسكَ بي ! |
| Bin Ladin'ini yakaladı. | Open Subtitles | أمسكَ ب(إبن لادن) الخاص به |
| Cleary kızını öldüren şişko piçi yakalamıştın sen. | Open Subtitles | أنتَ من أمسكَ بذلك الوغد السمين الذي قتلَ إبنة عائلة (كليري). |
| Sonrasında taşa çıkıp kılıcı kabzasından tutmuş ve kalbine saplamış. | Open Subtitles | ،ثمَّ إرتقىَ المَذْبَح أمسكَ سيفه بكاملِ قوته وهوىَ به لقبهِ مباشرة |