"أمشى" - Translation from Arabic to Turkish

• yürüyorum
• yürürüm
• yürürken
• yürüyordum
• yürüyebilirim
• yürüdüğüme
• yürüdüğümde

Uzun yıllardır bir uzak yerden ötekine yürüyorum senin yaşadığın süre boyunca.
لقد كنت أمشى من الأماكن البعيدة لأخرى لسنوات. تقريباً منذ أن ولدت أنت.

Bir kaç liman işçisi ve esnaf haricinde tamamen terk edilmiş olan bir zamanların kalamar temizleme sanayisi olan limanda yürüyorum.
أمشى على الميناء، الذي كان مركزاً لمجال اخلاء الأسماك، والآن هجره الجميع إلا بضعة ملاحين وتجار متحالفون.

Hep çıplak ayak yürürüm, yine ayaklarım şişti.
أنا دائماً أمشى حافية والان تورمت قدماى

Neyse yürürüm. Arabadan inip yürürüm.
لا تهتم سوف أمشى سوف أخرج و أمشى

Her zamanki umutsuz Çarşambalardan biri idi pazardan işe doğru olan 30 metreyi yürürken o günün hayatımı değiştirecek gün olduğunu bilmiyordum.
يوم سئ آخر أمشى آلاف الياردات إلى العمل لم أتوقع أن يكون هذا هو اليوم الذى سيغير حياتى إلى الأبد

Koridorda yürüyordum. Birisi cama bir şey fırlattı.
حسناً , لقد كنتُ أمشى فى الممر أحداً قام بقذف شئ على النافذة

Ayakkabılarımı çıkarırsam, mobilyaların üzerinde yürüyebilirim.
أستطيع أن أمشى على الأثاث إذا خلعتُ حذائى.

Ah, Ben-ben geçitten yürüyorum...hala yürüyorum.
أنا أمشى فى الرواق مازلت أمشى

Su yatağının üzerinde yürüyorum.
أنا أمشى فوق سرير مائي.

- Kendi başıma yürüyorum.
أنا أمشى بنفسى

yürüyorum...
أنا أمشى...

İdam yolunu yürüyorum.
أمشى الميل...

Başım yukarıda yürürüm ve büyük bir sopa ile ürkütürüm.
أمشى شامخاً وأحمل عصاً كبيرة

- Oldukça tempolu yürürüm.
أنا أمشى في هدوء تقريباً.

Jarett'i al. Ben, güçbelâ yürürüm.
(خُذ (جارت .أنا أكاد أن أمشى

Yolda yürürken, sevimli olduğu için aldım bunu.
إشتريت هذه لإنها بدت جميلة و أنا أمشى فى الشارع.

yürürken bile düşerim ben!
أنا حتى أسقط عندما أمشى

Şimdiye kadar John Wayne gibi yürüyordum.
لقد كنت أمشى مثل جون واين منذ حينها

Otobüs durağına yürüyordum.
فقط أمشى حتى محطة الأتوبيس أين أمى ؟

- yürüyebilirim. - Seni arayabilir miyim?
. يمكننى أنا أمشى فى الممر هل يمكننى أن أتصل بكى ؟

Nasıl yediğime, nasıl yürüdüğüme, nasıl dans ettiğime bakacaksın, ha? Hadi.
لترى كيف أأكل, كيف أمشى, كيف أرقصأليس كذلك؟

Eve gidene kadar o uzun yolu yürüdüğümde ve eve vardığımda, donuyor olurdum.
كنت أمشى طويلاَ للبيت وعندما كنت أصل كنت أتجمد من البرد