| Büyükannesinden bahsedip, onu baştan çıkardı kadın hayatını, onun ev işlerine çocuklarına ve torunlarına bakmaya adadı. | Open Subtitles | في الواقع، فقد قام بإغاوئها، متحدثا عن جدته التي أمضت حياتها في عمل المنزل وتربية الأطفال والأحفاد. |
| Ömrüm boyunca bana, hayatını mahvettiğimi söyledi ve ben şimdi korunmasız kaldığım ve kollarında ağladığım için fikrini değiştiriyor. | Open Subtitles | أمضت حياتها كلها بإخباري أنني خرّبتُ حياتها والآن تغيّر رأيها عندما كنتُ ضعيفة عندما بكيتُ بين ذراعيها |
| hayatını bu bölgedeki paranormal olayları incelemeye adamıştı. | Open Subtitles | أمضت حياتها بالبحث عنّ الأنشطة الغير طبيعية بهذهِ المنطقة. |
| hayatını oradan oraya taşınmakla geçirdi ve evde eğitim gördü. | Open Subtitles | أَعْني، أمضت حياتها بأكملها تتحرك في جميع أنحاء المنزل وكانت تتدرس في المنزل |
| Barb'ın hayatını özel operasyonlarda geçirdiğini bilmelisin. | Open Subtitles | اعلم أن "بارب" أمضت حياتها في العمليات الخاصة |
| hayatını müziğe adadı. | Open Subtitles | أمضت حياتها وهي تضبط الكمان |
| Tüm hayatını Betty Cracker olmaya çalışarak geçirdi. | Open Subtitles | أمضت حياتها كلها تحاول أن تكون (بيتي كروكر) |
| Katherine hayatını sorunlarından kaçarak geçirdi sonunda geldi burada öldü. | Open Subtitles | (كاثرين) أمضت حياتها كاملة تهرب من مشاكلها لتموت هنا. |
| Ama senin penguenin Katolik değil Budist bir rahibe olmuş hayatını bir Zen bahçesinde cinselliğini dışa vurarak geçirmiş. | Open Subtitles | لكنّ بِطْرِيقَكَ ليست مسيحيّة، هي الآن راهبة بوذية... أمضت حياتها في التعبير عن حياتها الجنسية في حديقة (زان). |
| hayatını Vega halkını koruyarak geçirdi. | Open Subtitles | (لقد أمضت حياتها في حماية شعب (فيغا |