| Will bunu şimdi ve burada konuşacağız, çünkü benim saklayacak hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | لا , لا تستطيع سوف نتحدث عن ذلك هنا و الآن لأنني لا أملك أي شيء لأخفيه |
| O zamanlar kaybedecek çok şeyim vardı, lakin şu an hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | كان لديَّ ما أخشى عليه و لكني الآن لا أملك أي شيء |
| Sakın "Başka hiçbir şeyim yok" deme. | Open Subtitles | لا تتفوهي بعبارات مثل "لا أملك أي شيء آخر |
| Başka bir şeyim yok ama krediler iş görür. | Open Subtitles | أنا لا أملك أي شيء آخر لكن الإعتمادات ستقوم باللازم. |
| hiçbir şeyim kalmadı. | Open Subtitles | لا أملك أي شيء آخر. |
| Artık hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | الآن لا أملك أي شيء |
| hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | لا أملك أي شيء. |
| Başka hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | لا أملك أي شيء آخر |
| Cidden, hiçbir şeyim yok! | Open Subtitles | أنني حقاً لا أملك أي شيء |
| hiçbir şeyim yok mu? | Open Subtitles | لا أملك أي شيء ؟ |
| Senin yüzünden hiçbir şeyim yok! | Open Subtitles | لا أملك أي شيء بسببك! |
| Çok üzgünüm, sepet için bir şeyim yok. | Open Subtitles | آسفه أنا لا أملك أي شيء لأجل الطبق الخيري |
| Çünkü seni kurtların elinden kurtaracak başka bir şeyim kalmadı. | Open Subtitles | لانني لم أعد أملك أي شيء يبعدك عن الذئاب |
| Herkesin benim verecek bir şeyim olmadığını düşünmesinden bıktım. | Open Subtitles | لقدد مللت من إفتراض الجميع بأنني لا أملك أي شيء مفيد لأقدمه |
| Senin yüzünden hiçbir şeyim kalmadı. | Open Subtitles | لا أملك أي شيء بسببك! |
| Resmen hiçbir şeyim kalmadı Dore. | Open Subtitles | حرفياً لا أملك أي شيء آخر يا (دور). ليس... |