| Biliyormusunuz, annesinin gelip bağırıp çağırmasını bekliyordum, ama gelmedi. | Open Subtitles | تَعْرفُ، تَوقّعتُ أمَّه أَنْ تَجيءَ في هناك صُراخ وتَحْشو، لَكنَّها لَمْ. |
| İlk 3 yıl annesinin dibinden ayrılmayarak yunus yaşantısının ayrıntılarını öğrenirler. | Open Subtitles | هو سيتبع أمَّه للسَنَواتِ الأولى الـ3 , يَتعلّمُ مداخل ومخارج َ حياةِ الدولفينِ. |
| Kendini korumak için annesinin arkasına saklandı. | Open Subtitles | إستعملَ أمَّه الخاصةَ لحِماية نفسه. |
| annesini kaybetmişti, intikam almak istiyordu. | Open Subtitles | فَقدَ أمَّه. الإنتقام المطلوب. لَرُبَّمَا. |
| Sam kendi annesini bile tanımıyor ama annesi onu tanıyor. | Open Subtitles | حَسناً سام لم يتعرف على أمه لكن لحسن الحظ أمَّه تَعْرفُه |
| Evet, evde annesini kızdırdığını söyledi bu yüzden de yanıma gelmiş. | Open Subtitles | نعم، قالَ أمَّه كَانَ يُقلقُه في البيت، لذا قُلتُ بأنّه يُمْكِنُ أَنْ يَتدلّى. |
| Bebeğin yeri annesinin yanıdır, bunu herkes bilir. | Open Subtitles | الطفل ينتمي إلى أمَّه الجميع يعلم ذلك |
| Beni hiç annesini sevdiği gibi sevemedi. | Open Subtitles | هو مَا أحبَّني الطريق أحبَّ أمَّه. لِهذا أنهيتُه. |
| annesini öldürüp derisini giyersen, bu teknik olarak yasadışı olur. | Open Subtitles | إذا قتلت أمَّه ولبست جلدها، ذلك غير قانوني تقنياً. |
| Artık yakaladık onu. Şimdi annesini aradı. | Open Subtitles | ادية اهه لسة مكلم أمَّه. |
| annesini bilmiyorum. | Open Subtitles | الا تَعْرفْ أمَّه. |
| - annesini tanıyorsun... | Open Subtitles | - تَعْرفُ أمَّه... |