| Senin gibi insanlar umudu ve vizyonu olan fasulye gibi insanlar o kürsünün arkasında olup kararları vermeli. | Open Subtitles | أناس مثلك ، أناس ذوي آمال ورؤيةصائبة،ونزاهة، يجب أن يجلسوا في مقعد القاضي كي يقوموا بإتخاذ القرارات |
| Tuhaf gelebilir Charlie ama Senin gibi insanlar hakkında yazıyorum. | Open Subtitles | ربما تجد هذا غريبًا يا "تشارلي"، ولكنني أكتب عن أناس مثلك. |
| Hep senin gibiler yüzünden Senin gibileri hor görüyor insanlar. | Open Subtitles | أناس مثلك من يعطون أناسًا مثلك سمعة سيئة |
| Ama davanız haklı olunca sizin gibi insanlar kaldırımda karşınıza çıkıveriyor. | Open Subtitles | و لكن عندما تحارب في قضية عادلة .يظهر أناس مثلك يسيرون على نفس الدرب |
| Orospu çocuğu. Senin gibi adamların suratına tükürürüm ben! | Open Subtitles | يا أبن العاهره , أنا أبصق على أناس مثلك |
| Yani, senin gibi insanlarla konuşmaktan daha fazla enerji istiyor bu. | Open Subtitles | تعلم .. يأخذ الكثير من الطاقه عدا ذلك كنت ساهدرها بالتحدث مع أناس مثلك |
| sizin gibiler tarafından seçilmiş olmak istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد أن يختارني أناس مثلك. |
| Biz işlerimizi böyle görüyoruz, ve senin gibilerle çalışmayı da bu yüzden seviyoruz. | Open Subtitles | تلك هي الطريقة التي نفعل بها الأمور وهذا يجعلنا نحب العمل مع أناس مثلك |
| Senin gibilerin... yani hizmetlilerin, hala çalıştığını bilmiyordum. | Open Subtitles | ...لاأعتقد أن أناس مثلك أعني، مرافقون مازالوا متواجدون |
| Eskiler senin gibi adamlarla ilgilenmek için bir yol bulmuşlardı Goldstein. | Open Subtitles | كان لديهم وسيلة للتعامل مع أناس مثلك في البلدة القديمة ، يا (غولدشتاين) |
| Bu adamla yaşadığım ve Senin gibi insanların sorumluluğunu taşıyışını seyrettiğim 40 yılı savunuyorum ben. | Open Subtitles | إننى أدافع عن السنوات الأربعين التى عشتها مع هذا الرجل ورأيته يتحمل الأعباء و يتحمل أناس مثلك |
| Evet, Senin gibi insanlar hayatıma giriyor. | Open Subtitles | أناس مثلك يدخلون في حياتي |
| Evet,hayatıma giren Senin gibi insanlar. | Open Subtitles | أناس مثلك يدخلون في حياتي |
| Ama hep Senin gibi insanlar sayesinde. | Open Subtitles | لكن ذائماً مع أناس مثلك |
| Senin gibileri uygun biçimde bağlamak mümkün değil. | Open Subtitles | أناس مثلك لا يمكن التخلص منهم بسهولة |
| Senin gibileri uygun biçimde bağlamak mümkün değil. | Open Subtitles | أناس مثلك لا يمكن التخلص منهم بسهولة |
| Senin gibileri her yerde vardır. | Open Subtitles | سيكون هناك دائما أناس مثلك |
| Bayan, sizin gibi insanlar beni deli ederdi. | Open Subtitles | لقد كنت أفقد صوابي من أناس مثلك |
| Demek hala sizin gibi insanlar var. | Open Subtitles | ذلك لا يزال هناك أناس مثلك. |
| Orospu çocuğu. Senin gibi adamların suratına tükürürüm ben! | Open Subtitles | يا أبن العاهره , أنا أبصق على أناس مثلك |
| Yolun ortasında uzanıp yıldızlara bakar senin gibi insanlarla muhabbet edip kendimi onları öldürmenin kötü bir içgüdü ve hayatlarını bağışlamanın doğru bir davranış olduğuna inandırmaya çalışırdım. | Open Subtitles | كنت سأستلقي على قارعة الطريق محملقًا في النجوم... أناقش أناس مثلك محاولًا إقناع نفسي بأنّ قتلهم غريزة شرّيرة... وأنّ الصفح عن حياتهم هو الفعل الصواب. |
| Yolun ortasında uzanıp yıldızlara bakar senin gibi insanlarla muhabbet edip kendimi onları öldürmenin kötü bir içgüdü ve hayatlarını bağışlamanın doğru bir davranış olduğuna inandırmaya çalışırdım. | Open Subtitles | كنت سأستلقي على قارعة الطريق محملقًا في النجوم... أناقش أناس مثلك محاولًا إقناع نفسي بأنّ قتلهم غريزة شرّيرة... وأنّ الصفح عن حياتهم هو الفعل الصواب. |
| sizin gibiler her şeyi daha kötü duruma getirdi. | Open Subtitles | أناس مثلك يقومون بأشياء سيئة مثلهم. |
| Benim gibileri şartlar uygun olduğunda ortaya çıkar, çünkü senin gibilerle oynamaya bayılırız. | Open Subtitles | شخوص مثلي يخرجون متى مالائمتالظروف... لأننا نحب أن نلعب مع أناس مثلك. |
| Senin gibilerin bazen ilgi odağı olmaktan çekindiklerini biliyorum ama Franklin Roosevelt'in de yarı robot olduğunu ve şimdi Rushmore Dağı'nda... | Open Subtitles | أنا أعرف كيف أناس مثلك يخافون من أضواء الشهرة في بعض الأحيان، لكن هل علمت أن (فرانكلين روزفلت) كان جزئا منه رجل ألي أيضاً. -وهو على جبل رشمور؟ |
| Eskiler senin gibi adamlarla ilgilenmek için bir yol bulmuşlardı Goldstein. | Open Subtitles | كان لديهم وسيلة للتعامل مع أناس مثلك في البلدة القديمة ، يا (غولدشتاين) |
| Senin gibi insanların ölmesi gerekirdi ama o duvarlar tam zamanında kurulmuş ki ölmemişsin. | Open Subtitles | أناس مثلك يُفترض أن يكونوا موتى لكن هذه الجدران أقيمت في الوقت المناسب، فأجارتك من الموت. |