| Başka bir, bencil nedenim var. | Open Subtitles | لم يكن لدي سبب آخر سوى أنانيتي |
| Nasıl bu kadar bencil olabildiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | أعني، فقط... لا يمكنني تصديق مدى أنانيتي |
| Ne kadar bencil bir kadınmış demeni istemedim. | Open Subtitles | لم أشأ أن ترى مدى أنانيتي |
| "Egom çalışmalarımın önüne geçerse bana söyle." | Open Subtitles | فقط أخبرني عندما أنانيتي" تقف في طريق العمل |
| Seni tüm bilgeliğimle Egom ve pişmanlıklarım olmadan gönderiyorum. | Open Subtitles | وانا ارسل لك كل معرفتي و أنانيتي و ندمي |
| Kendi bencilliğim beni yiyip bitirmişti ve kendimi onun yerine koyamıyordum. | TED | كانت أنانيتي تحركني ولم أكن قادرة على وضع نفسي مكانها |
| Çünkü bencilliğim ve kibirimle lanetlendim. | Open Subtitles | لأجل أنانيتي وغروري, أنا ملعون بالتأكيد. |
| - Egom beni sakinleştiriyor. | Open Subtitles | لديّ أنانيتي لتدفأتي |
| bencilliğim yüzünden her iki kocama da büyük acılar yaşattım. | Open Subtitles | بسبب أنانيتي سببت الكثير من المعاناة لكلا أزواجي |
| bencilliğim yüzünden kıydığım o can her gün aklımda. | Open Subtitles | عن الحياة التي سلبتـها بسبب أنانيتي |
| Benim yüzümden, benim davranışlarım yüzünden, benim bencilliğim yüzünden, Chloe gitmişti. | Open Subtitles | "بسببي,بسببأعمالي,أنانيتي" كلويإختفتْ! |