| Ben çaydan bahsediyorum. - O da öyle. Önce tadına bakın. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن الشاى ــ وهذا أيضا جيد تذوقه فى البداية |
| Hayır, ben Anne Frank'ten bahsediyorum. Sağır, dilsiz ve kördü. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن آن فرانك لقد كانت صماء وخرساء وعمياء |
| Ben sadece alanda manevra yapmaktan bahsediyorum, içinden geçmeyi değil. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن المناورة ضمن الحقل لا العبور من خلاله |
| Kaybedecek zamanımızın olmadığı gerçeğinden söz ediyorum. | TED | أنا أتحدث عن حقيقة أننا لا نملك وقتاً نضيّعه. |
| Doğrular hakkında konuşmuyorum. Yalanlar hakkında konuşuyorum. | Open Subtitles | . أنا لا أتحدث عن الحق أنا أتحدث عن الأكاذيب |
| Hayatta kalma savaşının kurallarından,... dünyanın gerçekte nasıl işlediğinden bahsediyorum. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن سياسة البقاء السياسة التي تبعها كل العالم |
| Ben sadece alanda manevra yapmaktan bahsediyorum, içinden geçmeyi değil. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن المناورة ضمن الحقل لا العبور من خلاله |
| Ben ayaklarımdan bahsetmiyorum. Ben çenesi hiç durmayan çenebazdan bahsediyorum. | Open Subtitles | أنا لا أتحدث عن بثوري أنا أتحدث عن الأميرة الثرثاره |
| - Ben arkadaşım Javier'den bahsediyorum. - Ben de ondan bahsediyorum | Open Subtitles | أنا أتحدث عن صديقي جافيير و هو ما أتحدث عنه أنا |
| Yok, yok sen unut o işi. Ben ABD Kongresi'nden bahsediyorum. | Open Subtitles | لا , لا ,إنسي النائب العام أنا أتحدث عن الكونجرس الأمريكي |
| Fiziksel aktivitenin güçlü etkilerinden bahsediyorum. | TED | أنا أتحدث عن التأثير الضخم للنشاط الجسدي. |
| Aynen teknolojide ve endüstride yaptığımız gibi, var olduğumuz boyutta da cesurca hayal etmekten bahsediyorum. | TED | أنا أتحدث عن الحُلْم أن نَحْلُم بجرأة فيما يتعلق بذواتنا كما هي أحلامنا جريئة تجاه الصناعة والتكنولوجيا. |
| Karşılıklı ağlayabilmemizi sağlayan korkusuz güvenilirlikten, maskelerimizi çıkartmamızı ve gerçek olmamızı sağlayan kahramanca tevazudan bahsediyorum. | TED | أنا أتحدث عن الأصالة الجريئة التي تسمح لنا أن نبكي سويا، في تواضع بُطُولي يسمح لنا أن ننزع عنا الأقنعة ونكون أنفُسَنا. |
| Uyuşturucu işine karışmış, şerefsiz bir polisten bahsediyorum. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن شرطى متورط فى تجارة المخدرات |
| Uyuşturucu işine karışmış, şerefsiz bir polisten bahsediyorum. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن شرطي متورط في تجارة المخدرات |
| Dikkatinizi çekerim yerel yük gemilerini değil. Şu anda büyük Corellian gemilerinden bahsediyorum. | Open Subtitles | ليست معظم الطرادات المحلية أنا أتحدث عن سفن الكوريليان الكبيرة |
| Hislerine dokunan ve önünü açabilen birinden söz ediyorum. - Var- | Open Subtitles | أنا أتحدث عن شخص ما يفتح مجال الحديث معك يتقرب من روحك |
| Aslanlar ve başka bir şey gördüm. Gerçek aslanlardan söz ediyorum. | Open Subtitles | ترى بعض الأسود وما شابه أنا أتحدث عن أسود حقيقية. |
| Burada 40 milyon Alman markından söz ediyorum, Bob. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن 40 ميليون مارك ألماني, بوب. |
| Hey, burada kanıt hakkında konuşuyorum. Buradaki dudak boyası. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن الدليل هنا هناك أحمر شفاه عليه |
| Sert bir şey demedim. Reçetesiz bir şey var mı diyorum. | Open Subtitles | لا, ليس شيئاً قوياً أنا أتحدث عن دواء من دون وصفة |
| Benim Bahsettiğim şey, ...filonun içinde bu ceketle, ve daha da önemlisi bu yüzle geziniyorsunuz. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن واقع ان كنت يتجولون هذا الأسطول أن يرتدي سترة ، والأهم من ذلك ، أن وجه. |
| Hayır, anlıyorum. Videodaki konukla ile ilgili konuşuyorum. Ses artırma şeyi için bekliyorum. | Open Subtitles | كلا، أتفهم، أنا أتحدث عن الشريط المصور، أنا أنتظر أمر تحسين الصوت. |