| Bu yüzden, firmam adına bu parayı kabul ediyorum. Teşekkürler. | Open Subtitles | لذا أجل، بالنيابة عن شركتى أنا أقبل نقودك شكراً لك |
| Şimdi, bunlar önemsiz pazarlama örnekleriydi, kabul ediyorum. | TED | الآن، هذه نماذج ساذجة للتسويق، أنا أقبل بذلك. |
| Ölümü belli bir yolla kavrıyorsunuz. Bunu kabul ediyorum. | Open Subtitles | أنت تعتبر أن الموت مؤكد بالنسبة لهم و أنا أقبل هذا |
| Yaptığım bazı şeylerin yasal olarak değerlendirilemeyeceğini kabul ediyorum. | Open Subtitles | أنا أقبل أن هناك أشياء قطعيا أنا أفعلها والتي لا تعتبر قانونية |
| - Ediyorum. | Open Subtitles | أنا أقبل |
| Bud, senin yardımınla, Bu cumhuriyetçi hükümet... Gay evliliğine; "kabul ediyorum" diyecek. | Open Subtitles | باد بمساعدتك، الإدارة الجمهورية هذه ستقول، أنا أقبل |
| Evet kabul ediyorum, nasıl ağzımdan çıktı bilmiyorum. | Open Subtitles | ''أجل، لا أعرف كيف أخطأت بنطق ''أنا أقبل |
| Peki, bana kötü adam demek istiyorsan kabul ediyorum. | Open Subtitles | لذلك لا بأس، تريد أن تدعوني بالشريرة أنا أقبل ذلك |
| Ama ben bütün paketi kabul ediyorum. Çatlak ve zeki. | Open Subtitles | ولكن أنا أقبل الرزمة كاملة المجنونة, والعبقرية, حسنا؟ |
| Pearson Hardman'daki iş teklifinizi resmen kabul ediyorum. | Open Subtitles | أنا أقبل عرضك رسمياً للعمل في شركة بيرسون هاردمان |
| Çalışkanlık zencilerde nadiren bulunan bir özelliktir kabul ediyorum ve farkındayım. | Open Subtitles | الإعتراف صفة نادرة في الزنجي لذلك أنا أقبل اعتذارك |
| Ödemeleri Visa, Master Kart ile kabul ediyorum ama sen mükemmel bir öpücükle ödeme yapabilirsin. | Open Subtitles | أنا أقبل الدفع عن طريق الفيزا، ماستر كارد أو في حالتكِ قُبلة ممتازة جداً. |
| Beni, olmaya çalıştığım bir dost ya da lider olarak görmüyorsun, kabul ediyorum. | Open Subtitles | أنا أقبل إن كنتِ لا تنظري إلى بصفتي نوعـًا ما صديق أو قائد كما حاولت أن أكون |
| Ve oynuyorsan, cephane karşılığında seks kabul ediyorum. Ya da bira. | Open Subtitles | و إذا كنت تلعبين أنا أقبل بالجنس مقابل الذخيره |
| Kalbini o zavallı bedeninden bizzat ben çıkaracaksam meydan okumanı kabul ediyorum. | Open Subtitles | أنا أقبل التحدي الخاص بك، إلا إذا كان شخصيا مزق القلب من جسد مثير للشفقة بك. |
| - Güzel. kabul ediyorum. Ama sabahki bedeldi o. | Open Subtitles | جيد، أنا أقبل ذلك لكن هذا كان سعر الصباح |
| "İnanıyorum" demek "inancın belli itikadi hükümlerini kabul ediyorum" demek değildi. | TED | "أنا أؤمن" - لم تعن "أنا أقبل بعض الأمور العقائدية للإيمان والعقيدة". |
| Doktor, sen ne dersen, kabul ediyorum | TED | أيّها الطبيب، أنا أقبل كلّ ما تقول. |
| Fransızların gururu tehlikede.- Önerini kabul ediyorum. | Open Subtitles | الشرف الفرنسي في خطر أنا أقبل تحديك |
| Bana uyar! Görevi kabul ediyorum! | Open Subtitles | يبدو هذا جيداً لي أنا أقبل المهمة |
| - Ediyorum. | Open Subtitles | أنا أقبل. |
| Ödemeli aramayı kabul ederim... o da ay sonunda bana nakit olarak öder. | Open Subtitles | أنا أقبل دفع التكلفة ثم يدفع هو لي في نهاية الشهر |