| Diyorum ki, bu gece o rıhtımlara gidip Amerika Büzülmüş Dübürleri'ne ait her şeyi yerle bir edelim! | Open Subtitles | أنا أقول أنه يجب علينا أن نذهب إلى تلك الأرصفة الليلة و أن نرمي بتلك القذارة التي يرسلونها إلينا، من معي ؟ |
| Hayır, hayır. Ben Diyorum ki sende bir Jack Russell var bende ise Bull Terrier. | Open Subtitles | لا، لا، أنا أقول أنه إذا كنت تملك نوع من الكلاب وأنا أملك نوعاً آخر، |
| Diyorum ki, senin oraya gidip bu sunumu yapman lazım, Tim. | Open Subtitles | أنا أقول أنه عليك أن تذهب هنالك و تقوم بأداء العرض التقديمي يا تيم |
| Buraya harcadığım onca para ve emeğe karşılık en azından buna hakkım olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | بعد كل المال و الجهد الذي انفقته على هذا المكان أنا أقول أنه أقل ما يجب لي |
| Bu evrende karşı koyamayacağın şeyler olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | أنا أقول أنه توجد في الكون تيارات لا يمكنك السباحة ضدها. |
| Bir üyeyle birlikte aktif olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | أنا أقول أنه يملك عضوية نشيطة. |
| Diyorum ki, dünyada bunu yapabilecek herhangi bir laboratuvar varsa bu benim çalıştığım laboratuvardır. | Open Subtitles | أنا أقول أنه اذا كان هناك أي مخبر على الأرض يستطيع ذلك فهو ذلك الذي أعمل له |
| Diyorum ki sana güveiyor, yani seni kendine yakin tutacak sana her sey söyleyecek. | Open Subtitles | أنا أقول أنه يثق بك وسيبقيك قريباً وإخبارك كل شئ يفكر به |
| Diyorum ki sana güveiyor, yani seni kendine yakın tutacak sana her şey söyleyecek. | Open Subtitles | أنا أقول أنه يثق بك وسيبقيك قريباً وإخبارك كل شئ يفكر به |
| Yani Diyorum ki, birbiriyle çakışan cinsel ilişkiler vardı; atalarımızın yetişkinliklerinde, büyük ihtimalle herhangi bir anda birkaç farklı cinsel ilişkisi vardı. | TED | إذا أنا أقول أنه .. نعم .. كانت هناك علاقات جنسية معقدة و متداخلة ان أجدادنا غالبًا قد مارسوا الجنس مع العديد من الأشخاص بشكل مستمر خلال حياتهم كبالغين |
| Ve ben de Diyorum ki yapabildiği ve yakalanmadığı taktirde, bir de ahlâki değerlerin kendisini rahatsız etmesine izin vermezse, özgür demektir. | Open Subtitles | و أنا أقول أنه إذا كان يستطيع فعلها ولا يقبض عليه, و اختار ألا يزعج نفسه بالأخلاق... فلا شيء عليه |
| Diyorum ki hatalara karşı çok affediciyiz. | Open Subtitles | أنا أقول أنه يتم العفو عنا من الأخطاء |
| - Hayır. Ben Diyorum ki, şimdi devir kırmızı et devri. | Open Subtitles | أنا أقول أنه وقت البقر |
| Sadece Diyorum ki... Mükemmel değildi. | Open Subtitles | أنا أقول أنه لم يكون رائعا |
| Diyorum ki eğer Skye, kafandaki lanet uzaylı mesajlarına takık olmasaydı, ele geçirilecek bir şey de olmayacaktı. | Open Subtitles | أنا أقول أنه لم يكن هناك شيء ليأخذوه لو أنك أنت و(سكاي) لم تكونوا مهووسين بتلك الرسائل الغريبة في رؤوسكم اللعينة. |
| Aynı zamanda Chesapeake Matadoru da olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | أنا أقول أنه كذلك "سفاح شيسابيك" |
| - Ay olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | أنا .. أنا أقول أنه القمر |