| Tekrar bizimle olmana sevindim, Mickey. | Open Subtitles | ولا يمكن أن نخطيء، أنا سعيد أنك عدت، ميكي. |
| Birbirimizi çok az tanısak da beni seçmiş olmana.. ...sevindim. | Open Subtitles | أنا سعيد أنك أخترت المجيء إليّ رغم أننا لا نعلم بعضنا إلا بالكاد |
| Beni böyle görmene çok sevindim tamam mı, ve şimdi hemen sana bir öğüt vereceğim. | Open Subtitles | حسناً, أنا سعيد أنك تفكر بى بهذا الشكل وسأعطيك بعض النصائح الآن |
| Evet, öyleyiz ve aile demediğine çok sevindim çünkü aksi takdirde gitmek zorunda kalacaktım. | Open Subtitles | نعم .. بالفعل و أنا سعيد أنك لم تستخدمى لفظ أسرة و إلا لكان علي أن أرحل |
| Beni anladığına memnun oldum. | Open Subtitles | حسنًا , أنا سعيد أنك تسمعيني , الآن أنصتي جيدًا |
| Bombayı test ettiğimiz gün orada olmadığın için mutluyum, Jonas. | Open Subtitles | أنا سعيد أنك لم تكن هناك يوم أن إختبرنا القنبلة جوناس |
| Burada olduğuna sevindim. Seninle konuşmak istedim. | Open Subtitles | أنا سعيد أنك متواجد هنا فأردت التحدث معك. |
| Bizimle olduğum için çok mutluyum. Güzel. Buna sevindim. | Open Subtitles | و أنا سعيد أنك عدت هنا معنا جيد، أقدر ذلك |
| Burada olmana sevindim. Sana bir şey söylemem lazım. | Open Subtitles | أنا سعيد أنك هنا , أحتاج أن اقول لك شيئاً |
| Nina CTU'ya döndüğünde orada olmana sevindim. | Open Subtitles | أنا سعيد أنك كنت هناك عندما عادت "نينا" الى الوحده |
| Eve gitmem lazım. İyi olmana sevindim. | Open Subtitles | علي الذهاب للمنزل، أنا سعيد أنك بخير |
| Burada olmana sevindim, çünkü bizim de bir şaperona ihtiyacımız vardı. | Open Subtitles | -تاد) ) أنا سعيد أنك هنا ، لأننا نحتاج إلى وصي |
| O tür bir adam olmana sevindim. | Open Subtitles | أنا سعيد أنك هذا النوع من الرجال |
| Burada olmana sevindim. | Open Subtitles | أنا سعيد أنك هنا. |
| Beni böyle görmene çok sevindim tamam mı, ve şimdi hemen sana bir öğüt vereceğim. | Open Subtitles | حسناً, أنا سعيد أنك تفكر بى بهذا الشكل وسأعطيك بعض النصائح الآن |
| Böyle düşündüğünüze çok sevindim, çünkü size büyük bir parti planladık. Biliyorum. | Open Subtitles | أنا سعيد أنك تشعرين كذلك لأننا لدينا حفلة كبيرة من أجلك |
| Bunu söylediğine çok sevindim... çünkü sana sormaya çekindiğim bir şey vardı. | Open Subtitles | ...أتعرف؟ أنا سعيد أنك ذكرت ذلك لأن هناك شيئاً كنت أخشى أن أطلبه منك |
| Bu öğüdü verebileceğini düşünmene memnun oldum. | Open Subtitles | أنا سعيد أنك تشعر أنك قادراً علي تقديم هذة النصيحة |
| O yüzden, Paul, burada olduğun için mutluyum çünkü arkamı kolladığını biliyorum. | TED | لذلك أود أن أقول , " بول , أنا سعيد أنك هنا , لأنني مطمئنة للحديث معك ." |
| Sen olduğuna sevindim. İyi ki annem, kardeşlerim hatta üvey kardeşim değil. | Open Subtitles | أنا سعيد أنك لست أمي أو احد أشقائي أو شقيقتي أو نصف شقيقتي |
| Ameliyatı benim yerime sen yaptığın için çok mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيد أنك ستقوم بإجراء العملية بدلاً مني |
| Gelmeyi kabul etmene sevindim, Tomas. | Open Subtitles | أنا سعيد أنك وافقت على الحضور يا توماس |