| Tamam, Ben sadece benim yeğenim olmak için kullanılan almaya çalışırken. | Open Subtitles | حسناً ، أنا فقط أحاول أن أعتاد على كونك إبن أختي |
| Ben sadece, bu gece ne giyeceğime karar vermeye çalışıyorum. | Open Subtitles | . . أنا فقط أحاول معرفة ما عليّ ارتداءه الليلة |
| Yaratabileceğim en sağlam karakteri yaratmaya çalışıyorum sadece. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول بناء أكثر شخصية ثلاثية الأبعاد ممكنة |
| Senin sorununun ne olduğunu anlamaya çalışıyorum sadece. | Open Subtitles | ما أحاول أن أقوله هو أنا فقط أحاول أن أوضح ما هي مشكلتكِ. |
| Biraz araba sürüp kolayca para kazanacaksın. Ben sadece dostuma yardım etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | انه مال يسير مقابل القليل من القيادة أنا فقط أحاول مساعدتك يا صاح |
| Ben de, bunun bir anlam ifade edip etmediğini anlamaya çalışıyordum. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول الفهم إن كان يفترض بهذا أن يعني شيئاً |
| Ben sadece sana savaşma fırsatı veriyorum. Hepsi bu. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول بأن أعطيك فرصة للقتال، ذلك كل ما في الأمر |
| Ben sadece Samle konuşmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | على أن تكون هادئ ؟ أنا فقط أحاول التحدث مع سام |
| Onu savunmuyorum ben. Sadece iki taraftanda bakıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أدافع عنها أنا فقط أحاول أن أرى الأمور من جميع النواحى |
| Ben sadece kendi kıçımı hapishane tulumundan kurtarmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول الحفاظ على مؤخرتي من إرتداء البدلة البرتقالية |
| Ben sadece bu adamları buradan sağ çıkarmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول الآن أن اُخرج هؤلاء الرجال من هنا أحياء |
| Bu beklenmedik ve sürprizimsi asansör arızası sırasında sizleri ferahlatmaya çalışıyorum sadece. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول إنعاشكما قليلاً خلال هذا التعطل الغير متوقع للمصعد |
| Sana kötü çocuğu tattırmaya çalışıyorum sadece. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول ان أجعلك تتذوقين الولد الشقي. |
| - İşimi yapmaya çalışıyorum sadece. - Ben de. | Open Subtitles | ـــ أنا فقط أحاول أن أُدّي عملي ـــ كذلك أنا |
| Ustamın öğrettiklerini yapmaya çalışıyorum sadece. | Open Subtitles | حسناً، أنا فقط أحاول أن أفعل مالقّنني إياه السيّد العجوز. |
| Bu beklenmedik ve sürprizimsi asansör arızası sırasında sizleri ferahlatmaya çalışıyorum sadece. | Open Subtitles | - لا شيء - أنا فقط أحاول إنعاشكما قليلاً خلال هذا التعطل الغير متوقع للمصعد |
| Sadece sana yardım etmeye çalışıyorum. Birbirimize yardım edebiliriz. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول مساعدتك يمكننا مساعدة بعضنا البعض |
| Sadece şu işi almaya ve aileme yardım etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول الحصول على تلك الوظيفة لمساعدة عائلتي |
| Sadece bu durumu biraz daha ciddiye almasını sağlamaya çalışıyordum. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول أن أجعلها تأخذ هذا بجدية أكبر قليلاً |
| Her zaman mümkün olan en iyisini deniyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول أن أجعل كل لحظة جيدة بقدر الامكان. |
| Bu bayı neden benim oyunuma getirdiğini çözmeye uğraşıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول أن أفهم لم دعوتِ هذا الرجال الى مسرحيتي.. |
| Aslında, sadece formda kalmaya çalışıyorum. | TED | إ.ر. : في الواقع، أنا فقط أحاول أن أكون سليم الجسم. |