| Sana ya da herhangi bir adama yalvarmak zorunda değilim! | Open Subtitles | أنا ليس من الضروري أن أَزحف إليك أَو لاى رجل! |
| Bu küçük sokak kızının hakaretlerini işitmek zorunda değilim | Open Subtitles | أنا ليس من الضروري أن اُهانَ مِن قِبل ابنة الشواع هذه |
| Bu çok iğrenç. Ben bir mirasçı kadınım. Ve bunları çekmek zorunda değilim. | Open Subtitles | إنه شيء مقرف، أنا وريثةُ أنا ليس من الضروري أن أَتحمّلُ هذا |
| Burada durup, bunları dinlemek zorunda değilim. | Open Subtitles | أنا ليس من الضروري أن أَقِفُ هنا ويَستمعُ إلى هذا. |
| O zaman bunları dinlemek zorunda değilim. | Open Subtitles | ثمّ أنا ليس من الضروري أن أَستمعُ إلى هذا. |
| Kimseye bir şey söylemek zorunda değilim. | Open Subtitles | أنا ليس من الضروري أن أعْمَلُ أيّ شئُ. أوه، يَجيءُ. |
| - Senden izin almak zorunda değilim. - Çok tehlikeli olacak Beth. | Open Subtitles | أنا ليس من الضروري أن أَسْألُ و استأذنك الوضع سيصبح خطيرا ، بيث |
| Yapmak zorunda değilim, yapmak istiyorum. | Open Subtitles | نحن سَنصْبَحُ راحلينَ للفلمِ. أنا ليس من الضروري أن أعْمَلُ هذا، أُريدُ أَنْ أعْمَلُ هذا. |
| - Bir yere gitmek zorunda değilim. | Open Subtitles | - أنا ليس من الضروري أن أَذْهبُ إلى أيّ مكان. |
| Seninle konuşmak zorunda değilim. | Open Subtitles | أنا ليس من الضروري أن اتحدث معك. |
| Şimdi de inmek zorunda değilim. | Open Subtitles | والآن أنا ليس من الضروري أن أَدْخلُ. |
| Cehenneme kadar yolu var, yalanlarını dinlemek zorunda değilim! | Open Subtitles | إلى الجحيم معه! أنا ليس من الضروري أن أستمع إلى أكاذيبه. |
| Sizinle konuşmak zorunda değilim, | Open Subtitles | أنا ليس من الضروري أن أَتكلّمُ معك، |
| - Seni dinlemek zorunda değilim. | Open Subtitles | - أنا ليس من الضروري أن أستمع إليك! |
| Buna katlanmak zorunda değilim... | Open Subtitles | أنا ليس من الضروري أن آخذُ هذا... |
| Sana söylemek zorunda değilim | Open Subtitles | أنا ليس من الضروري أن أُخبرُك |