| - Ve sana daha iyi bir randevu borçluyum. | Open Subtitles | و أنا مدينٌ لكِ بموعداً ليلي أفضل من هذا |
| Daha fazlasını borçluyum ama yapmam gerekenle ne yapabileceğim arasında fark var. | Open Subtitles | أنا مدينٌ لها بأكثر مِنْ ذلك لكنْ ثمّة فرقٌ بين ما عليّ فعله و بين ما أقدر عليه |
| Özür dilemene gerek yok. Sana borçluyum. | Open Subtitles | ليس هنالك حاجةُ لتشعر بالأسف أنا مدينٌ لك |
| Sana büyük borcum var kardeş. | Open Subtitles | كفي عن ذلك فحسب أنا مدينٌ لكَ بالكثير يا أخي |
| Ona iyilik borcum var. çocukları var, paraya ihtiyacı var. | Open Subtitles | أنا مدينٌ له ، لديه أطفال وهو بحاجة المال |
| Aşk çocuğuna söyle hapisten çıkınca iki günlük erzak borcumu ödeyeceğim. | Open Subtitles | مؤن اليومين التي أنا مدينٌ له بها حينما يطلق سراحه |
| Sana bir özür borçluyum, kim olduğumu söylemeliydim ama bir nedenim vardı. | Open Subtitles | أنا مدينٌ لكَ بإعتذار كان عليّ أنْ أُخبركَ بمن أكون لكن كانت لديّ أسبابي |
| Ross'a söylemeni istiyorum, ikinize borçluyum bunu. | Open Subtitles | اوّد أن تعلمي و تخبري روس .كم أنا مدينٌ لكما |
| Aslında hepsini Vietnamlılara borçluyum. | Open Subtitles | -لا، في الحقيقة أنا مدينٌ كلياً للفيتناميين |
| Ben mi borçluyum, yoksa sen mi? | Open Subtitles | هل أنا مدينٌ لك أم أنت مدينٌ لي؟ |
| Sana borçluyum. Açlık gibi. | Open Subtitles | أنا مدينٌ لك بواحدة. إنه كالجوع. |
| Kızımı bana getirdiğin için sana borçluyum. | Open Subtitles | أنا مدينٌ لكَ لإحضاركَ إبنتي لبيتي |
| Bakın ikinize de borçluyum, bunu biliyorsunuz. | Open Subtitles | انظر... أنا مدينٌ لكما وأنتما تعلمان هذا |
| Bu nedenden dolayı size mütavazı saygımı ve liderliğinizden şüphe ettiğim için bir özür borçluyum. | Open Subtitles | ... لهذا السبب أنا مدينٌ لكَ بإحترامي المتواضع و إعتذار |
| Bütün bunları sana borçluyum. | Open Subtitles | حسناً, أنا مدينٌ بكل هذا لك. |
| Artık sana borçluyum. | Open Subtitles | أنا مدينٌ لكَ الآن |
| İşte sana olan bir dolar borcum. | Open Subtitles | هذا هو الدولار الذي أنا مدينٌ لك به |
| Eh, şey, sana üç saat borcum var. | Open Subtitles | حسنٌ, اسمعي, أنا مدينٌ لكِ بثلاث ساعات... |
| Gwang-chul'a hapiste olduğumuz zamandan borcum var. | Open Subtitles | أنا مدينٌ لـ "قوانغ-تشول" عندما كنّا في السجن. |
| Daima emrinize amadeyim. Size borcumu nasıl ödeyebilirim söyleyin. | Open Subtitles | أنا مدينٌ لكِ إلى الأبد أرجوكِ، أخبريني كيف أكافئك |
| Aşk çocuğuna söyle hapisten çıkınca iki günlük erzak borcumu ödeyeceğim. | Open Subtitles | مؤن اليومين التي أنا مدينٌ له بها حينما يطلق سراحه |