"أنا مضطر" - Translation from Arabic to Turkish

    • zorundayım
        
    • yükümlüyüm bu
        
    • zorunda kalacağım
        
    Sen bir moronsun. Korkarım gitmenizi istemek zorundayım. Tyler meşguldü. Open Subtitles ـ أنت مغفل ـ أنا مضطر أن أطلب منك الرحيل
    - Sana güvenmek zorundayım. Birinci katta bir cinayet işlendi. Open Subtitles أنا مضطر للوثوق بك يوجدقتيلةفي الطابقالأول.
    Şimdi yeni talimatlar için üsle bağlantı kurmak zorundayım. Open Subtitles ولهذا أنا مضطر للاتصال بالمقر لتلقي توجيهات جديدة
    Her verilen dilekçeyi, yasal olarak, mahkemeye vermekle yükümlüyüm bu da programa dahil edilecek. Open Subtitles أنا مضطر لتقديم كل دعوى تأتيني إلى المحكمة حتى يتم تنظيم جلسة استماع
    Korkarım, gitmenizi istemek zorunda kalacağım. Open Subtitles ـ أنت مغفل ـ أنا مضطر أن أطلب منك الرحيل
    Bu yüzden, elimizdeki tüm personeli kullanmak zorundayım. Open Subtitles لذلك , أنا مضطر لأستخدام جميع الأشخاص المتاحين
    Boğulmak mı istiyorsun? zorundayım. Open Subtitles أنا مضطر إلى ذلك لدى ستة مشرفين جدد فى المخيم.
    Efendim, size mahzeni sormak zorundayım. Open Subtitles سيدي، أنا مضطر أن أسألك عن الخزنة السرية
    Bu gece okul gecesi, çocuklar. Ailelerinizi aramak zorundayım. Open Subtitles يجب أن تكونوا في المدرسة الليلية أنا مضطر إلى إبلاغ آبائكم
    Yani onu tanımıyor bile. Ben hayatımın her gününü onunla geçirmek zorundayım. Open Subtitles انها حتى لا تعرفه و أنا مضطر لخدمته طوال حياتى
    Hergün 45 dakikamı bunun altında geçrimek zorundayım. Open Subtitles أنا مضطر لقضاء 45 دقيقة يوميا ً تحت ذلك الشيء.
    Güvenlik nedeniyle cep telefonunuzu bırakmanızı rica etmek zorundayım. Open Subtitles لأسباب أمنية أنا مضطر أن أطلب أن تعطيني هاتفك الخليوي
    Yani, soracağım şeyleri sormak zorundayım. Kusura bakma. Open Subtitles الأسئلة التي سأسئلها , أنا مضطر أن أسألك عنها أنا آسف
    Her neyse. Ben zaten gitmek zorundayım. Arkadaşın sabırsızlanıyor. Open Subtitles أنا مضطر للذهاب على كل حال فقد نفذ صبر أصدقائك
    Son ekonomik çöküntüme bağlı olarak artık üç kişinin işini yapmak zorundayım. Open Subtitles بسبب الفشل الذريع في السندات مؤخرا أنا مضطر الآن لعمل وظيفة 3 أشخاص
    Ve sizin onun yerine cevapladığınızı gördüğümde, ve hasta istismarın... bütün işaretlerini gösterdiğinde, hususu... takip etmek zorundayım. Open Subtitles وعندما ارى أنكِ تجاوبين بدلا عنها وذلك المريض يظهر كل تعابير الأسى والظلم أنا مضطر
    Her verilen dilekçeyi, yasal olarak, mahkemeye vermekle yükümlüyüm bu da programa dahil edilecek. Open Subtitles أنا مضطر لتقديم كل دعوى تأتيني إلى المحكمة حتى يتم تنظيم جلسة استماع
    "Ağır silahlı bir grubuz." diyor, sonra da "Harekete geçmek zorunda kalacağım diyor. Open Subtitles "نحن ميليشيا مسلحة بأسلحة ثقيلة" :ثم قال "أنا مضطر لأتخذ قرار"
    Dinle bak. Galiba durmadan bunu söylemek zorunda kalacağım... Open Subtitles أنا مضطر لأن أكرر قول ذلك
    Ne yazık ki oğlunuzu okuldan atmak zorunda kalacağım. Open Subtitles للأسف أنا مضطر لفصل ابنكما

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more