| Eminim ki son gecesini papazla geçirmek yerine seninle geçirmeyi tercih ederdi. | Open Subtitles | أنا واثق أنه يفضل قضاء ليلته الأخيرة معكِ على أن يقضيها مع القس |
| Eminim ki sizi onun için yalan söylemekten koruyacaktır, ama... | Open Subtitles | أنا واثق أنه يحاول حمايتك ..... لئلا تكذب بسببه، لكن |
| Asil bir çaba olduğuna eminim ama 500 yıllık mağara resimleriyle ilgilenen fazla genç yoktur. | Open Subtitles | أنا واثق أنه بذل مجهوداً نبيلاً لكن لايوجد العديد من المراهقين يهتموا برسومات عمرها 500 عام |
| İyi biri olduğuna eminim. Muhtemelen harika biridir. | Open Subtitles | أنا واثق أنه رجل طيب ربما حتى يكون رائعاً |
| Dışarıda, halk ayinine önderlik edebilecek yüzlerce rahip olduğundan eminim. | Open Subtitles | أنا واثق أنه هناك قساوسة عدة بإمكانهم قيادة المجتمع للصلاة |
| Eminim o da sizin kadar istemiştir. | Open Subtitles | أنا واثق أنه أراد أن يجدها بقدر ما أردت أنت |
| Gücümün kararlılığını bir kez daha göstermeme gerek olmadığından eminim. | Open Subtitles | أنا واثق أنه لا داعي لأن أعرض عليك قوتي ثانية |
| Eminim ki iyi olacak. Ve yakında madem, biz de olacağız. | Open Subtitles | أنا واثق أنه سيكون بخير، وقريباً، سنكون كذلك سيّدتي |
| "Eminim ki Matilda tarif ettiğin gibi senin saçlarına ve gözlerine sahipse, | Open Subtitles | أنا واثق أنه لو كانت الطفلة ماتيلدا لديها شعرك و عيناك كما وصفت |
| Oldukça Eminim ki, üçümüz arasında, onun ruhunu koruyabiliriz. | Open Subtitles | أنا واثق أنه بيننا نحن الثلاثة يمكننا حفظ روحه. |
| Eminim ki burada olmayı o da çok isterdi, ama ne yazık ki başka bir yerde. | Open Subtitles | أنا واثق أنه يتمنى التواجد هُنا لكنه لسوء الحظ بمكان آخر |
| Yarbay Evanov iyi bir subay. Eminim ki sen de aynı fikirde olacaksın. | Open Subtitles | الملازم الكولونيل "إيفانوف" هو ضابط جيد، أنا واثق أنه سيوافق |
| Müdürün, Eminim ki iyi maaş veriyordur. Evet, fena değil. | Open Subtitles | كونك المدير أنا واثق أنه حسن حظ |
| Ailemiz hakkında her ne anlattıysa doğru olduğuna eminim. | Open Subtitles | أنا واثق أنه أيُا كان ما أخبرك به عن والدينا، فهو حقيقي. |
| Nihai mekanından memnun olduğuna eminim. | Open Subtitles | و أنا واثق أنه كان سعيداً بمرقده الأخير |
| - İyi olduğuna eminim. | Open Subtitles | أنا واثق أنه بخير. |
| Bu öğleden sonra tertemiz tıraş olduğundan eminim. Öyle olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا واثق أنه كان نظيفاً وحليق الذقن هذا الصباح |
| Bunun, mantıkla duygular arasındaki bir savaş olduğundan eminim. | Open Subtitles | أنا واثق أنه صراع قوي بين القانون والمشاعر |
| Evet, doğru yolda olduğundan eminim. | Open Subtitles | نعم، أنا واثق أنه على الطريق الصواب |
| Eminim o da özür dilemek istemiştir. | Open Subtitles | أنا واثق أنه أراد أن يعتذر أيضاً |
| Eminim o da özür dilemek istemiştir. | Open Subtitles | أنا واثق أنه أراد أن يعتذر أيضاً |
| Gizlilik anlaşmasını hatırlatmama gerek olmadığından eminim. | Open Subtitles | أنا واثق أنه ليس بحاجتي تذكيركما بإتفاقية السرّية |