| Eğer burada ölürsem, bu Sadece ben olurum. Geri dönemem! | Open Subtitles | لو مت هنا سأكون أنا وحدي فقط لا يمكنني العودة |
| Hayır, kumandayı sonik kafese aldım. Sadece ben kontrol edebilirim. | Open Subtitles | لقد أقفلت أجهزة القيادة بالسونيك أنا وحدي أستطيع التحكم به |
| Bu küveti uçuran Sadece ben miyim yoksa biz miyiz? | Open Subtitles | أنا وحدي أم كلانا نقضي عليه في هذا الحمّام ؟ |
| yalnızım ve bebeğim dünyaya katılmakta sorunlar yaşıyor. | Open Subtitles | أنا وحدي وطفلي يناضل من أحل الأنضمام إلي هذا العالم |
| Walter, ben Emily, yalnızım ve seninle konuşmam gerek. | Open Subtitles | والتر، وهذا هو إميلي، أنا وحدي وأنا بحاجة إلى التحدث معك. |
| Zaten Tek başımayım. Karım çocukları da alıp annesine gitti. | Open Subtitles | أنا وحدي الآن، زوجتي أخذت الصغار إلى منزل والدتها. |
| Bunun komik olduğunu düşünen tek kişi ben miyim? | Open Subtitles | هل أنا وحدي من أجد ذلك مضحكاً؟ |
| Sizi buradan, krallığımdan, Sadece ben çıkarabilirim. | Open Subtitles | أنا وحدي مَن يُمكنه أن يريكم المخرج من هنا، من مملكتي. |
| Hangisinin doğru çikolata olduğu Sadece ben biliyorum. | Open Subtitles | أنا وحدي أحمل ورقة الأجوبة لتعريف قطع الشيكولاتة. |
| İsa seni kurtaramaz. Sadece ben kurtarabilirim. | Open Subtitles | المسيح لا يستطيعُ إنقاذكِ أنا وحدي من يستطيعُ ذلك. |
| Benim için çok zaman aldı, ama Sadece ben değil - | Open Subtitles | استغرقني الأمر بضعة عقود ولكن لستُ أنا وحدي... |
| - Gittiler. Sadece ben kaldım. | Open Subtitles | لقد رحلوا، الجميع رحل، أنا وحدي بقيتُ |
| Onun tek gözdesiyim. Sadece ben binebiliyorum ona. | Open Subtitles | إنني عشيقته، أنا وحدي أستطيع أن أمتطيه. |
| Onun tek gözdesiyim. Sadece ben binebiliyorum ona. | Open Subtitles | إنني عشيقته، أنا وحدي أستطيع أن أمتطيه. |
| Sadece ben işlediğin günahları anlayabilirim. | Open Subtitles | أنا وحدي أفهم الذنوب التي إرتكبتها |
| Sadece ben seni görebilirim. | Open Subtitles | أنا وحدي مَنْ يستطيع رؤيتك |
| yalnızım. İstediğin yere yerleşebilirsin. | Open Subtitles | الآن أنا وحدي أستطيع البقاء في أي مكان |
| Sergisi düşündüğünden çok daha fazla zamanını alıyor, çoğunlukla yalnızım. | Open Subtitles | حسنا، المعرض يأخذ وقتا أطول بكثير مما كان يعتقد ... ذلك أنا وحدي الكثير. |
| Gördüğün gibi yalnızım ve ellerimde bir şey yok. | Open Subtitles | أنا وحدي ويداي خاليتان كما ترين |
| "Evet. Tek başımayım. 11 yaşındayım ve babam gitti. | Open Subtitles | نعم ، أنا وحدي تماماً عمرى 11 عاماً ، وأبي ليس موجوداً |
| Bunu komik bulan tek kişi ben miyim? | Open Subtitles | هل أنا وحدي من أجد ذلك مضحكاً؟ |
| Koca ve boş evimde kendi başımayım. | Open Subtitles | أنا وحدي في هذا المنزل الكبير الفسيح |