| Will, bugüne kadar Glory'nin canını yakabilmiş tek kişi sensin. | Open Subtitles | ويل ,أنتِ الشخص الوحيد الذي استطاع اصابة جلوري علي الاطلاق |
| Şu anda bunun olmasına engel olabilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | الآن، أنتِ الشخص الوحيد الذي يستطيع منع هذا من الحدوث. |
| Bu dünyada güvendiğim tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنتِ الشخص الوحيد في الدنيا الذي يمكنني الوثوق به |
| Beni ciddiye alan tek insan sensin. | Open Subtitles | أنتِ الشخص الوحيد الذي يأخذني على محمل الجد |
| Hayatta hiçbir şey gizlemediğim tek insan sensin. | Open Subtitles | أنتِ الشخص الوحيد في الدنيا الذي لا أضطرّ إلى إخفاء أيّ شيء عنه |
| Bu vakayı sadece sen çözebilirsin ve yardımına ihtiyacımız var. | Open Subtitles | أنتِ الشخص الوحيد الذي يمكن إغلاق هذه القضيه، و نحن بحاجه لمساعدتكِ |
| Yanında kendim olabildiğim tek kişisin. | Open Subtitles | أنتِ الشخص الوحيد الذى أكون على طبيعتى معه |
| Kusura bakma, seni böyle rahatsız etmek istemezdim ama başıma çok ilginç ve korkutucu bir şey geldi, anlatabileceğim tek kişi sensin. | Open Subtitles | و أنتِ الشخص الوحيد الذي أستطيع بأن أتحدث إليه بشأن هذا ، و أحتاج إلى نصيحتكِ تريدين نصيحة ؟ |
| Kabir'e yeterince yaklaşabilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنتِ الشخص الوحيد الذي يمكنه الإقتراب بشكل كافي من كبير |
| Bu işi çözmesi için güvenebileceğim tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنتِ الشخص الوحيد الذي اثق فيه لفك لغز كل ما يدور. |
| Şu koca dünyada beni gerçekten tanıyan tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنتِ الشخص الوحيد في العالم الذي يعرفني على حقيقتي |
| Bu dünyada böyle bir adamla yalnız kalmak için ısrar eden tek kişi sensin ama olsun. | Open Subtitles | أنتِ الشخص الوحيد في العالم الذي قد يصر على البقاء بمفرده مع هذا الشخص، لكن لا بأس. |
| Güvenebileceğim tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنتِ الشخص الوحيد الذي أستطيع الوثوق فيه. |
| Hayatımı, yokluğuyla düşünemediğim tek insan sensin. | Open Subtitles | أنتِ الشخص الوحيد الذي لايمكنني تخيل عالمي بدونه |
| Aslında söylemek istediğim tek insan sensin. | Open Subtitles | في الحقيقة أنتِ الشخص الوحيد الذي أردت أن أخبره. |
| Yaptığını düşünen tek insan sensin. | Open Subtitles | أنتِ الشخص الوحيد الذي يعتقد ذلك |
| - Güvenebileceğim tek insan sensin. | Open Subtitles | أنتِ الشخص الوحيد الذي يمكنني الوثوق به |
| Lee, yanımda olmasını istediğim tek insan sensin. | Open Subtitles | (لي) أنتِ الشخص الوحيد الذي أريد أن أكون معه |
| Bozuldum ben ve sadece sen sadece sen beni düzeltebilirsin. | Open Subtitles | إنّني محطّم, وأنتِ من بيده... أنتِ الشخص الوحيد الذي يستطيع جبر كسري. |
| Tavsiyeme değer veren, sadece sen varsın. | Open Subtitles | أنتِ الشخص الوحيد الذي يستطيع تقييم هذا |
| Ben'in sevgilisi olmaya layık olan tanıdığım tek kişisin. | Open Subtitles | و أنتِ الشخص الوحيد الذي أقبله تستحق أنت تكون صديقة ، بينّ |
| Nancy, lütfen. Güvenebileceğim tek kişisin. | Open Subtitles | نانسي، رجائاً أنتِ الشخص الوحيد الذي أستطيع الوثوق به |