| Tabi ki. Dürüst olmak gerekirse, Herbert, daha önce araba kullanmamış gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | طبعاً , بصراحة هربرت أنت تتصرف وكأنك لم تكن في سيارة مسبقاً |
| Dünya üzerinde hırslı olan bir tek sen varsın gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | و أنا دائما أكون الوغد الحقير أنت تتصرف وكأنك الوحيد الذي لديه طموح |
| Şey gibi davranıyorsun... Nedir o Amerikan deyimi? | Open Subtitles | أنت تتصرف وكأنك ما هذه العبارة الأمركية المعروفة ؟ |
| Sanki bu adamları mezuniyet balosuna davet edecekmişsin gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | أنت تتصرف وكأنك تطلب من هؤلاء الرجال الذهاب إلى حفلة رقص |
| Ev sahibi olmalısın. Bir misafir gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | عليك أن تكون المضيف أنت تتصرف وكأنك الضيف. |
| Sanki daha önce burada bulunmuşsun gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | أنت تتصرف وكأنك جئت لهنا من قبل |
| Bir suç işlemiş gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | أنت تتصرف وكأنك مذنب في شيء. أنا؟ |
| Elli yaşındaymış gibi davranıyorsun! | Open Subtitles | أنت تتصرف وكأنك في الخمسين |
| - Bana sahipmişsin gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | أنت تتصرف وكأنك تملكني |
| Aklını kaçırmış gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | أنت تتصرف وكأنك فقدت عقلك |
| Dondurma satar gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | أنت تتصرف وكأنك تبيع المثلجات |
| Onunla konuşmaktan korkuyor gibi davranıyorsun. Korkmuyorum. | Open Subtitles | أنت تتصرف وكأنك تخشى مكالمتها |
| Üzerinde düşüneceğim dedim ama sen çoktan olmuş gibi davranıyorsun. Sevgili Anne, kamp iyice çığırından çıktı. | Open Subtitles | لقد أني سأفكر في الأمر ورغم ذلك أنت تتصرف وكأنك نلت اللقب! "عزيزتي (آن)، حملتنا هي مسرحية هزلية |