| Paran varmış gibi görünmelisin. Bu yüzden bu fiyakalı takım elbiseyi giyiyorsun. | Open Subtitles | يجب أن تبدو وكأنك تملك مالاً ولهذا أنت ترتدي تلك البدلة الأنيقة |
| George, senle tanıştığımdan beri bu botları giyiyorsun. | Open Subtitles | جورج، أنت ترتدي هذا الحذاء منذ أن عرفتك. |
| daha büyük kar yapacağız ben paranı batırmayacağım. --------------------- sen süslü elbise giyiyorsun ve mercedes sürüyorsun. | Open Subtitles | سنجني أرباحاً أكثر؛ لن أغرق مالكم أنت ترتدي بذلة فاخرة وتقود مرسيديس |
| Seni piç kurusu! Saatini sağ koluna takıyorsun. | Open Subtitles | أيها الوغد, أنت ترتدي الساعه على معصمك الأيمن |
| Tamam. Demek kadınlardan kandırmak için alyans takıyorsun? | Open Subtitles | إذن أنت ترتدي خاتم زواج حتى تُسيطر على النساء؟ |
| Hiç rahat görünmüyor ki! Bir de kravat takmışsın. | Open Subtitles | يارفيق ، هذا لا يبدو مريحاً إطلاقاً أنت ترتدي رابطة عنق. |
| Şu haline bak. En iyi pantolonunu ve yeni ayakkabılarını giymişsin. | Open Subtitles | انظر إلى حالتك، أنت ترتدي أفضل بنطال لديك، وحذاءك الجديد |
| Dışarıda hava 100 dereceyken niye süveter giyiyorsun? | Open Subtitles | لماذا أنت ترتدي سترة عندما تكون درجة الحرارة 95 في الخارج؟ |
| Sen de dünkü kıyafetlerini giyiyorsun. | Open Subtitles | أنت ترتدي نفس الزي الذي كنت ترتديه ليلة أمس. |
| - Dünkü kıyafetlerini giyiyorsun. | Open Subtitles | نعم، لماذا؟ أنت ترتدي ذات الملابس التي ارتديتَها يوم أمس |
| Hala dünkü gömleği giyiyorsun ve hırkayla gizlemişsin. | Open Subtitles | أنت ترتدي نفس القميصِ منذُ الأمس، وأنت تغطيه بسترة من حقيبتك النقالة. |
| - İndirmek istiyorsun onu! - Tanrım, evlat, Asi güneylilerin rengini giyiyorsun! | Open Subtitles | ـ أنت تريد ضربه " ـ يا إلهي ، أنت ترتدي " ريبيل جراي |
| O gömleği biri için giyiyorsun. | Open Subtitles | أنت ترتدي ذلك القميص بسبب شخص ما |
| Ne zamandan beri sen örgü patik giyiyorsun? | Open Subtitles | منذ متى و أنت ترتدي تلك الأشياء؟ |
| Bu fotoğrafta haç takıyorsun, ama şu an üstünde değil. | Open Subtitles | أنت ترتدي صليب في الصورة، و الآن لا ترتديه. |
| Şanslı kravatını takıyorsun. | Open Subtitles | أنت ترتدي ربطة العنق الجالبة للحظ |
| Beni hapseden Fener'in Yüzüğü'nü takıyorsun. | Open Subtitles | أنت ترتدي خاتم جندي الفانوس الذي أسرني |
| Hey, yine kemer tokanı takmışsın. | Open Subtitles | أنت ترتدي حِزامك ذي المِشبك المعدني مُجدداً |
| Kıravat takmışsın ve... tutacağı bile yok. | Open Subtitles | أنت ترتدي ربطة عنق وليس عليها دبوس |
| Burada pasaklı tişört kotla oturan benim. Ve sen harika takım elbise giymişsin. | Open Subtitles | أنا أجلس هُنا مرتدياً قميص رث و بنطال ،جينز و أنت ترتدي تلك البدلة الفاخرة |
| Selam, bugün pantolon giymişsin. | Open Subtitles | مرحبا ، أنت ترتدي السراويل اليوم. |