| Ray, bu işler nasıldır, bilirsin, sen de yaşadın. | Open Subtitles | راي ، أنت تعلم كيف هي الأمور لقد كنت منخرطاً فيها |
| Yetmiyor bu bana. Durum nasıldır bilirsin. Parayı temizlemem gerekiyordu. | Open Subtitles | حسنٌ، أنت تعلم كيف ذلك عليّ أن أغسل الأموال |
| Biliyorsun işte durumu. Artık bu iş bana düştü. | Open Subtitles | أنت تعلم كيف ذلك انا أقوم بها |
| Biliyorsun işte durumu. Artık bu iş bana düştü. | Open Subtitles | أنت تعلم كيف ذلك انا أقوم بها |
| nasıl olduğunu bilirsin. Birisiyle uzun süre yan yana çalışınca, işler karmaşıklaşmaya başlar. | Open Subtitles | حسناً , أنت تعلم كيف ان العمل بقرب شخصاً لفترة |
| Hadi ama, Christopher, işlerin nasıl olduğunu bilirsin! | Open Subtitles | لمنع انتشار حالة من الذعر كفاك يا (كريستوفر)، أنت تعلم كيف تتم الأمور هنا! |
| Zaman konusunda nasıl olduklarını bilirsin. | Open Subtitles | أنت تعلم كيف يهتمون بالوقت |
| Zaman konusunda nasıl olduklarını bilirsin. | Open Subtitles | أنت تعلم كيف يهتمون بالوقت |
| Hayır, işler nasıl gider bilirsin. | Open Subtitles | لا أنت تعلم كيف تجري هذه الأمور |
| Bu işler nasıldır bilirsin. İkimiz birer postacı gibiyiz. | Open Subtitles | حسناً، أنت تعلم كيف هي الأحوال، أنا وأنت نشبه ساعي البريد. |
| Okul döneminin sona ermesiyle, nasıldır bilirsin her şey bir hayli kontrolden çıktı. | Open Subtitles | ولكن انها نهايه السنه الدراسيه أنت تعلم كيف الوضع كل شيء خارج عن السيطره |
| Bu işler nasıldır bilirsin Şef. | Open Subtitles | أنت تعلم كيف تجري الأمور , أيّها القائد |
| nasıldır bilirsin, Maurice. | Open Subtitles | تألمت بما فيه الكفاية أنت تعلم كيف هو الأمر يا (موريس) |
| nasıl olduğunu bilirsin. | Open Subtitles | أنت تعلم كيف تسير الأمور |
| Bu işin sonu kötü. Avdo'nun nasıl olduğunu bilirsin. | Open Subtitles | كل شيءٍ لن ينتهي على ما يرام أنت تعلم كيف هو فالدو ! |
| Lee, bu işler nasıl gider bilirsin. | Open Subtitles | (لي)، أنت تعلم كيف يسير هذا |