| Belki bu hafta, gelip ziyaret edebileceğimi söylemiştin. | Open Subtitles | أنت قلت أنه ربما يمكنني أن آتي للزيارة هذا الأسبوع. |
| Jack, resim yaparken seni izleyebileceğimi söylemiştin. | Open Subtitles | جاك، أنت قلت أنه بامكاني مراقبتك وانت تحسن الرسمة |
| Jack, resim yaparken seni izleyebileceğimi söylemiştin. | Open Subtitles | جاك، أنت قلت أنه بامكاني مراقبتك وانت تحسن الرسمة |
| Uyarı ateşinin sönmesine izin vermemeliyiz demiştin. | Open Subtitles | أنت قلت أنه يجب أن نبقي الإشارة النارية مضيئة |
| Uyarı ateşinin sönmesine izin vermemeliyiz demiştin. | Open Subtitles | أنت قلت أنه يجب أن نبقي الإشارة النارية مضيئة |
| Dün. Hiç tutkulu değilsin dedin. | Open Subtitles | بالأمس أنت قلت أنه ليس لديك أى طموح على الأطلاق |
| 'Suçlu. ' ismini söylediğim birine sahip olabileceğimi söylemiştin. | Open Subtitles | مذنبة أنت قلت أنه يمكنني أن أحصل على أي شخص أقول اسمه |
| Bunu halledebileceğini söylemiştin. Söz vermiştin. | Open Subtitles | . أنت قلت أنه بإمكانك تحمل هذا ، لقد وعدت |
| Onun burada olacağını ve formülü geri alabileceğimizi söylemiştin. | Open Subtitles | أنت قلت أنه هنا حتى يمكننا الحصول على المعادلة |
| Sen onu sürebileceğini söylemiştin. | Open Subtitles | أنت قلت أنه يمكنك قيادة ذلك الشيء,ولا أعلم ماذا أيضا |
| Alec, Arc programının, koruma sistemlerinin üstesinden gelebileceğini söylemiştin. | Open Subtitles | أليك ، برنامج القوس الخاص بك أنت قلت أنه مصمم للتحايل على حماية الخصوصية |
| Sadece erişebildiğin bilgiye sahip olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | أنت قلت أنه يمكنك الوصول للمعلومات المتاحة |
| Saat 9:58. 10:00'a kadar beynimle işinin biteceğini söylemiştin. | Open Subtitles | إنها 9: 58 أنت قلت أنه يمكني إستعادة مخي في العاشرة |
| Ve yere yığılmadan önce koştuğunu söylemiştin, değil mi? | Open Subtitles | و أنت قلت أنه يركض؟ قبل أن ينهار؟ |
| Hepimizin bir nedenden dolayı seçildiğimizi söylemiştin. | Open Subtitles | أنت قلت أنه تم اختيارنا لسبب ما |
| ! Bir gün var, bir gün yok demiştin. | Open Subtitles | أنت قلت أنه كان هنا في يوم ورحل اليوم الآخر |
| - Kapımız herkese açık demiştin. | Open Subtitles | أنت قلت أنه لديك سياسة الباب المفتوح |
| Birimizin burada kalması gerek demiştin ve yalnız da gidemezdim o yüzden... 23 günün kaldı ve bunun iki gününü Duke'le mi geçireceksin? | Open Subtitles | أنت قلت أنه ينبغي أن يتخلفنا أحد ..... وأنا ينبغي أن لا اذهب لوحدي, لذا |
| - Hiçbir şey yapmıyor demiştin. | Open Subtitles | أنت قلت أنه لا يستطيع عمل شيء. |
| Bekle. Orada bulunması gerekmeyen dedin. | Open Subtitles | أنت قلت أنه لا شيء من المفترض أن يكون هناك |
| - Bilmiyorum... - Hafızasını boşalttı dedin. | Open Subtitles | ...لا ، لا ، قصدت أنت قلت أنه أصبح كهيكل |