| Bıçak işindeyim! Söylememe izin ver, benimle bıçakçılık işinin hiçbir çeşidinde olmak istemezsin. | Open Subtitles | دعني أخبرك أنت لاتريد أن تكون في مواضيع بها سكاكين معي |
| Yani, hayatının kalanında bir postanede çalışmak istemezsin ya. | Open Subtitles | أنا أقصد, أنت لاتريد أن تعمل في مكان للبريد لبقية حياتك |
| Bu tabancanın ne kadar değerli olduğunu öğrenmek istemezsin. | Open Subtitles | أنت لاتريد حتى أن تعرف كم تساوي هذه البندقية |
| O kokuyu istemezsin burada. | Open Subtitles | أنت لاتريد تلك الرائحة القوية سأقوم بأخذه إلى المنزل |
| - Ortağımın yardıma ihtiyacı var. Elinize bir polisin kanı bulaşsın istemezsiniz. | Open Subtitles | شريكي يحتاج المساعدة ، أنت لاتريد دماء شرطي على يديك |
| Pierce, Abed'in yatakhanesinde Sayborg filmi izlemek istemezsin. | Open Subtitles | بيرز ، أنت لاتريد أن تشاهد فلم شرطي آلي في سكن عابد |
| Adalet Birliği ile ters düşmek istemezsin. | Open Subtitles | أنت لاتريد أن تكون في الجانب الخطأ لرابطة العدالة |
| 45-50 yaşına kadar ve yeterince eğlenmeden onlardan olmasını istemezsin. | Open Subtitles | أجل ، أنت لاتريد أن تحظى بواحد من هولاء حتى تبلغ قرابة الـ 45 ، 50 ولاتستطيع أن تحظى مجدداً بالمرحّ |
| Oraya gidene kadar manitanın pestili çıksın istemezsin heralde, dimi? | Open Subtitles | أنت لاتريد من فتاتك ان تتعب قبل أن تصل هناك , صحيح ؟ |
| Sorun yok. Bak, bu adamlarla... Bu adamlarla başın belaya girsin istemezsin, tamam mı? | Open Subtitles | أسمع أنت لاتريد أن تتورط مع هؤلاء، حسناً؟ |
| - Beni kızdırmak istemezsin. | Open Subtitles | أنت لاتريد ان تجعلنى احمقا بل خائفا |
| Yuvarlak keklerin nerede olduğunu unutmak istemezsin. | Open Subtitles | أنت لاتريد نسيان الكعك المستدير |
| İkincisi içerideki Randolphlar gibi olmak istemezsin, birbirinize bir kelime bile söylemeden değil mi? | Open Subtitles | أنت لاتريد في النهاية أن تكون مثل "عائلة راندلف"هناك لاينطقون بكلمه لبعضهم البعض، هل تريد ذلك؟ |
| Ortalığı savaş alanına çevirmek istemezsin. | Open Subtitles | أنت لاتريد أن تعبث بها وتفجر المكان |
| sonunun benim gibi trajik olmasını istemezsin. | Open Subtitles | أنت لاتريد أن تنتهي بمأساه, مثلي |
| Yani bu korkunç şeyle yaşamak istemezsin. | Open Subtitles | أعني أنت لاتريد العيش بِضَمير معذب |
| Dışarı böyle çıkmak istemezsin, öyle değil mi? | Open Subtitles | أنت لاتريد الخروج أشلاء ، أليس كذلك؟ |
| Şükran Gününde, evinde kalçası kırık yaşlı bir ihtiyar istemezsin. | Open Subtitles | لا، أنت لاتريد رجل عجوز و وركه المكسور |
| Yapma. Onlar gibi olmak istemezsin. | Open Subtitles | لا تفعل ، أنت لاتريد أن تكون مثلهم |
| Şu pisliklerle aynı yerde oturmak istemezsiniz. | Open Subtitles | أنت لاتريد الجلوس مع حثالة المجتمع |
| Şu pisliklerle aynı yerde oturmak istemezsiniz. | Open Subtitles | أنت لاتريد الجلوس مع حثالة المجتمع |