Sen kılıcını çok yavaş çeken küçük bir adamsın sadece. | Open Subtitles | أنت مجرد رجل وردي بطيء للغاية من أجل لفت الانتباه. |
Şu anda, büyük bir komplo teorisi kurmuş, küçük bir adamsın. | Open Subtitles | الآن، أنت مجرد رجل صغير يقول نظرية المؤامرة الكبيرة. |
İpek mendilleri yok edip, insanların kravatlarını kesen bir adamsın sen. | Open Subtitles | أنت مجرد رجل يخفي المنديل ويقطع ربطات عنق الرجال |
Uşağın tek işi, insanlar ona şükranlarını sunduğunda Marcus'un kulağına "Sen sadece insansın" diye fısıldamakmış. | Open Subtitles | و كان عمل الخادم فقط هو أن يهمس بإذنه عندما أثنى الناس عليه " أنت مجرد رجل " " أنت مجرد رجل " -حسناً، أيها الرجل؟ |
Acı çekmeyi hak etmiyorsun. Sadece çılgın yaşlı bir adamsın. | Open Subtitles | أنت لا تستحق الألم أنت مجرد رجل عجوز مجنون |
Burada birlikte olmayı sevdiğim bir adamsın sadece. | Open Subtitles | بهذا المكان, أنت مجرد رجل, أحب أن أكون برفقته |
Bir kadınla yatıp, benim doğmamı sağlayan bir adamsın. | Open Subtitles | أنت مجرد رجل نام مع امرأة وتسبب في ولادتي |
Sen her dakika bu okulu mahvetmeye çalışan salak küçük bir adamsın sadece. | Open Subtitles | أنت مجرد رجل صغير غبي يحاول تدمير هذه المدرسة في كل دقيقه |
Bu akşam dahi değilsin. Normal bir buluşmaya giden normal bir adamsın. Kusura bakma. | Open Subtitles | أنت مجرد رجل عادي لديك موعد عادي. عذرا. |
Balayında olan bir adamsın. | Open Subtitles | أنت مجرد رجل في شهر عسله. |
Sen sadece bir adamsın... | Open Subtitles | أنت مجرد رجل واحد |