| Sen ve bu çocuk öbür dünyada, sonsuza dek lanetlenme tehlikesiyle karşı karşıyasınız! | Open Subtitles | أنت وهذا الطفل ستحل عليكم لعنة أبدية |
| Sen ve bu klozet, beraber güzel görünüyorsunuz. | Open Subtitles | أنت وهذا المرحاض... تبدوان جيِّدين جدا معاً |
| Sen ve bu bebek, benim umudum ve halimsiniz. | Open Subtitles | أنت وهذا الطفل الرضيع آمالي وأحلامي. |
| Yolculuk planlarından söz açılmışken, Sen ve bu hırsız istediğiniz kadar burada takılabilirsiniz. | Open Subtitles | يقال بأنّكما تخططان للمغادرة، أنت وهذا السارق... لكنّ مرحبٌ بكما بوسعكما المبيت طالما أنّكِ محتاجه. |
| Senden ve bu lanet yerden bıktım usandım artık. | Open Subtitles | وكان بالاشمئزاز بعد الآن أنت وهذا المكان. |
| Ama Sen ve bu laptop benim tek kaynağım. | Open Subtitles | ولكن أنت وهذا الحاسوب مصادري الوحيدة |
| Sen ve bu adam Amerika'ya geldi | Open Subtitles | أنت وهذا الرجل وصل إلى الولايات المتحدة |
| Sen ve bu et soslu suratlı gerçek bir toplu bir kavgayı mahvettiniz. | Open Subtitles | أنت وهذا وجه الفشل شوهتوا " سمعة " دونيبروك ( ودنيبروك .. منطقة في آيرلندا نشأ منها الإحتفال بهذا اليوم ) |
| Senden ve bu adamdan bahsettiğini bilmiyordum. | Open Subtitles | -لمْ أكن أعرف أنّها عنتك أنت وهذا الرجل . |