| Bu bar batmak üzereydi, benim içkim kurtardı onu. | Open Subtitles | هذه الحانة كانت في حالة ركود ومشروبي هو الذي أنقذها. |
| Ah o tapılası gözler. Yapmam gerektiği için mi onu kurtarmalıyım? | Open Subtitles | تلك الأعين الراصدة هل أنقذها لأن عليّ فعل ذلك؟ |
| Biliyor musun o çocuğun kolunu kesebilirim ya da kurtarmaya çalışabilirim neden o zaman şey seçeneğini dene... | Open Subtitles | إمّا أن أبتر ذراعه أو أحاول و أنقذها ، لذا لست أدري ولما لا أفكر في خيار |
| - Hayır kurtar kızı sen 10 milyon doları bul ve kahraman ol | Open Subtitles | كلاّ. أنقذها ووفّر على والدها 10 ملايين وستغدو بطلاً |
| Uyandığı zaman seni, onu kurtaran yakışıklı prens olarak göreceği bir peri masalı değil bu. | Open Subtitles | ليست هذه قصّة خياليّة حيث تفيق هي وتكون أنتَ الأمير الوسيم الذي أنقذها |
| Ve o ben bebeği kurtarmak çok emindim. | Open Subtitles | وكانت واثقة للغاية بأن الله أنقذها هي وطفلها ووقفت على ركبتيها. |
| Ama eğer bana yüzüğünü ödünç verirsen, zamanda geri gidip onu kurtarabilirim. | Open Subtitles | لكن إذا أعرتني خاتمك ، فأنا أعتقد أنني بذالك أستطيع أن أعود بالزمن و أنقذها |
| Ama onu kurtarmam gerektiğini zaten biliyordum. | Open Subtitles | لكني كنت أعرف بأنه كان مُقدّراً عليّ أن أنقذها. ممّ؟ |
| Tio Luca, kurtardığı her hayatın kendisinden bir şeyler eksilttiğini söylerdi. | Open Subtitles | تيو لوكا قال أن كل حياة أنقذها كلفته قليلاً من حياته |
| Bu adam kaç kişinin hayatını kurtardı, biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف كم الحيوات التي أنقذها هذا الرجل ؟ |
| Yangın esnasında hepsini şahsen kurtardı. | Open Subtitles | وهو بنفسه أنقذها جميعاً أثناء الحريق |
| Bunu kurtardı. Son kalan gücüyle. | Open Subtitles | لقد أنقذها بأقصى ما فيه من قوة. |
| Onu kurtarmalıyım. | Open Subtitles | عليّ أن أنقذها عليّ أن أساعدها |
| Hiç fark etmez. O benim büyükannem, onu kurtarmalıyım. | Open Subtitles | لايهم هذا، إنها جدتي يجب أن أنقذها. |
| Onu bildiğim tek yolla kurtarmaya çalıştım. | Open Subtitles | لقد حاولتُ أن أنقذها بالطريقة الوحيدة التي أعرفها |
| O yüzden onu kurtarmaya çalıştım. Onu kurtarmaya çalıştım. | Open Subtitles | لهذا السبب أنا حاولت حقاً أن أنقذها |
| O zaman yalvarıyorum. kurtar onu, kurtarın! | Open Subtitles | إذن سوف أترجاك, أرجوك أنقذها, أرجوك أنقذها |
| Tecavüze yeltenme, saldırgan hâlâ ortaya çıkmamış. Onu kurtaran adamın üzerinde kimlik yokmuş. | Open Subtitles | مُحاولة اغتصاب، المُهاجم لم يعترف بعد ولم يُعرف من الرجل الذي أنقذها |
| O zaman umarım, onu sizden kurtarmak için zamanında gelmişimdir. | Open Subtitles | اذن أتمنى ان أكون قد حضرت في الوقت المناسب لكي أنقذها منك |
| Eğer Amerikan vatandaşıyla evlenirse, bu kötü durumdan kurtarabilirim. | Open Subtitles | إذا تزوجت مواطن أميركي . يمكنني أن أنقذها من الترحيل |
| Ben de sizinle geleyim! Onu kurtarmam lazım! | Open Subtitles | أرجوكم دعوني آتي معكم يجب أن أنقذها |
| Yıkımdan kurtardığı binalardan birisi. | Open Subtitles | واحد من عدة منازل أنقذها من الدمار. |
| Onu ben kurtaracağım. | Open Subtitles | هذا الرجل عديم الفائدة سوف أذهب و أنقذها |
| Onu kurtarabilirdim. Ama yapmadım. | Open Subtitles | كان يُمكن أن أنقذها ولكنني لم أفعل ذلك |
| Eğer hocan beni alırsa onu nasıl kurtarabileceğimi öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | إذا ما قبلني معلمك أريد أن أتعلم كيف أنقذها. |
| Kız korkuya bile kapılmamış, metaneti hayatını kurtarmış olabilir. | Open Subtitles | الفتاة لم تصرخ حتى،و الذي أنقذها رباطة جأشها. |
| Depomuzdaki o kadar mucizeye rağmen onu kurtaramadım. | Open Subtitles | كل هذة الأدوات المذهلة التي في جعبتنا و لم أستطيع أن أنقذها . |
| Onu kurtarıp buraya getirmiş. | Open Subtitles | وهو أنقذها وجاء بها الى هنا وهذه هي أبنته. |