| Ve umarım, ne yaparsan yap, yine de hiçbir şeyin değişmeyeceğini biliyorsundur. | Open Subtitles | وآمل أنكِ تعرفين أيّاً كان ما فعلتينه، لم يكن ليصنع أي فرق. |
| Eminim biliyorsundur ama bil bakalım hangi oteller kralı New Yorklu bir basın danışmanıyla ilişkiye girmiş? | Open Subtitles | أنا واثق أنكِ تعرفين هذه لكن خمني أي ملك فنادق يمارس علاقة خاصة جداً مع إمرأة علاقات عامة؟ |
| Bir sürü tuhaf herif tanıyorsun galiba. | Open Subtitles | يبدو أنكِ تعرفين العديد من الشبان الغريبي الأطوار. |
| Rebecca hakkındaki her şeyi bilirdin sen. | Open Subtitles | "لا داع لذلك يا "دانى "أنكِ تعرفين كل شئ عن "ريبيكا |
| Neyin içinde olduğunu bildiğini düşünüyorsun Çünkü ben bununla başederken beni gördün | Open Subtitles | أتظنين أنكِ تعرفين ما سيأتيكِ لأنكِ شاهدتني أمر به؟ |
| Besbelli ki onun katil olduğunu biliyorsun peki neden bu tarihlerde seninle olduğunu söylemekte ısrar ediyorsun? | Open Subtitles | ومن الواضخ أنكِ تعرفين أنه القاتل إذًا لمَّ تُصري أنه كان معكِ بتلك الأيام |
| - Canın cehenneme! - Beni korkutuyorsun. Sen kıçıma bile düz kontak yapamazsın. | Open Subtitles | ـ إنكِ تفقديننى أعصابى ـ وتقولين أنكِ تعرفين ماتفعلينه |
| Umarım seni ne kadar sevdiğimin farkındasındır. | Open Subtitles | أتمنى أنكِ تعرفين مقدار حبي لكِ |
| Muhtemelen içerideki General'i tanıyorsundur, haksız mıyım? | Open Subtitles | من المحتمل أنكِ تعرفين هذا اللواء هناك ، أليس كذلك ؟ |
| Bir Collins olarak eminim ki uzun zamandır ailemizin üstünde dolaşan karanlığa vakıfsınız. | Open Subtitles | "لأنك من آل "كولينز لابد أنكِ تعرفين السحر الذي بُلينا به |
| Nerede olduğunu dahi bilmiyorum, eminim sen biliyorsundur. | Open Subtitles | لم أعلم حتى أين يكون لكني أظن أنكِ تعرفين |
| Ulusal güvenlik ile ilgili çok üst düzey bir görüşmeden olumsuz sonuçla geri döndüğünü biliyorsundur. | Open Subtitles | أظن أنكِ تعرفين أنه تم تعيينه لموعد رفيع المستوى مع الأمن القومي |
| Bu tip sıvılar mideye giderse çok zehirli olduğunu biliyorsundur. | Open Subtitles | من الواضح أنكِ تعرفين بأن هذه السوائل من هذا النوع تكون شديدة السُمية عند تناولها. |
| Şimdi daha iyi tanıyorsun. | Open Subtitles | حسناً، بما أنكِ تعرفين أكثر الآن |
| Dünyayı tanıyorsun sanki. | Open Subtitles | كما لو أنكِ تعرفين شيء حيال العالم؟ |
| Anladığım kadarıyla ben tanıyorsun. | Open Subtitles | سأفترض أنكِ تعرفين من أنا |
| Ah, bana bunu yapma, Danny. Rebecca hakkındaki her şeyi bilirdin sen. | Open Subtitles | "لا داع لذلك يا "دانى "أنكِ تعرفين كل شئ عن "ريبيكا |
| Onu bulmama yardım etmelisin anne. Nerede olduğunu bildiğini biliyorum. | Open Subtitles | أريدكِ أن تساعديني في إيجاده يا أمي، اعلم أنكِ تعرفين مكانه. |
| Bunun nasıl bir his olduğunu bildiğini gayet iyi biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم أنكِ تعرفين بالضبط كيف يكون هذا |
| Neden burada olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | أظن أنكِ تعرفين سبب وجودكِ هنا |
| Seni ektiklerinde ne olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | أنكِ تعرفين ما يحدث عندما يلغون الموعد |
| - Canın cehenneme! - Beni korkutuyorsun. Sen kıçıma bile düz kontak yapamazsın. | Open Subtitles | ـ إنكِ تفقديننى أعصابى ـ وتقولين أنكِ تعرفين ماتفعلينه |
| Umarım ne yaptığının farkındasındır. | Open Subtitles | آمل أنكِ تعرفين ما تفعلين |
| Eski nişanlısı Katie Andrews'i tanıyorsundur. | Open Subtitles | اعتقد أنكِ تعرفين خطيبتهالسابقة(كايتيأندروز). |
| Bir Collins olarak eminim ki uzun zamandır ailemizin üstünde dolaşan karanlığa vakıfsınız. | Open Subtitles | "لأنك من آل "كولينز لابد أنكِ تعرفين السحر الذي بُلينا به |