| Bana yardım etmeye çalıştığını biliyorum ama beni burada tutamazsınız. | Open Subtitles | أعرف أنك تحاول مساعدتي لكن لا يجوز لك ابقائي هنا |
| Sadece yardım etmeye çalıştığını biliyorum, ama kendi başımın çaresine bakabilirim. | Open Subtitles | اسمع ، أعرف أنك تحاول المساعدة فحسب لكني أستطيع الإعتناء بنفسي |
| Eğer saklanmaya çalışıyorsan ona cevap vereceği adresi de yazmalısın! | Open Subtitles | لو أنك تحاول أن تختبيء يجب ألا تكتب أليها بعنوانك |
| Çünkü burada olan bir şey hakkında dışarıyı aramaya çalışıyormuşsun gibi görünüyor. | Open Subtitles | لأنه يبدو لي أنك تحاول الاتصال بأحد من الخارج بشأن شيء حدث هنا |
| Her zaman tabuları yıkmaya uğraşıyorsun, ve bu sıkıcı olmaya başlıyor. | Open Subtitles | أنك تحاول دائما كسر الروتين, وهذا يكسبنا المزيد من الملل |
| Gerçekten boksu seviyor musun yoksa sadece beni etkilemeye mi çalışıyorsun? | Open Subtitles | إذاً، هل حقّاً تحب الملاكمة، أو أنك تحاول فقط أن تقنعني؟ |
| Yardım etmeye çalıştığını sanıyorsun ama Iütfen yapma! | Open Subtitles | أعلم أنك تحاول أن تساعد ولكن من فضلك لاتفعل |
| Yardım etmeye çalıştığını biliyorum ama yardımın değersiz. | Open Subtitles | أعلم أنك تحاول المساعدة وأن مساعدتك غير مجدية |
| Yardım etmeye çalıştığını biliyorum, ama yardım etme! | Open Subtitles | أعرف أنك تحاول المساعدة و لكن لا تفعل |
| Vincent, yardım etmeye çalıştığını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنك تحاول المساعدة يا فنسنت |
| Hayatını düzene sokup idame etmeye çalıştığını farkettim ama bu durum işini etkliyor ve buralarda, bu tarz bir şey sıkıntı oluşturabilir. | Open Subtitles | أدرك أنك تحاول فصل حياتك عن العمل ولكن هذا يؤثر على قدرة قيامك بالعمل وهُـنا، هذا النوع من الأشياء لا تذهب دون أن يلاحظها أحد |
| Ama ruh halini düzeltmeye çalışıyorsan, sanırım benim seninle gelmem bu amacını engelleyebilir. | Open Subtitles | إلا أني افترض أنك تحاول تحسين نفسيتك ومع قدومي معك سيتدحض تلك الغاية. |
| Beni tekrar yatağa atmaya çalışıyorsan işe yaramayacak. | Open Subtitles | لو أنك تحاول إرجاعي الى السرير مرة أخري فأنك لا تفلح |
| Benden intikam almaya çalışıyorsan müthiş derecede münasebetsiz bir yol seçtin! | Open Subtitles | لو أنك تحاول الإنتقام مني ، لقد إخترت طريقة وحشية غير مناسبة لتفعلها |
| Ona bilerek zarar vermeye çalışıyormuşsun gibi bir hisse kapılmış. | Open Subtitles | يعتقد أنك تحاول عمدا أن تفعل شيئا لتؤذيه |
| Bana kendini korumaya çalışıyormuşsun gibi geldi. | Open Subtitles | يبدو فعلاً أنك تحاول حماية نفسك |
| Sanki bilerek dikkatimi dağıtmaya çalışıyormuşsun gibi. | Open Subtitles | يبدو أنك تحاول تشتيتي عن قصد |
| Çünkü Büyük Çamur'u almaya çalıştığını biliyorum. | Open Subtitles | ولا أَشتكي هنا لأنني إعرف أنك تحاول أَن تشتري الموحل الكبير، |
| Gezegeninle telsiz bağlantısı kurmaya çalıştığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك تحاول الإتصال لاسلكياً بوطنك منذ إستعادتك لوعيك |
| Ya da sana yardım etmeyeyim diye uğraşıyorsun. | Open Subtitles | أو أنك تحاول أنت تجعلني أندم إذ ساعدتك |
| - Seviyor musun yoksa bir an önce külotumun içine girmeye mi çalışıyorsun? | Open Subtitles | اوه , هل انت متأكد ؟ او أنك تحاول فقط أخذي للسرير بسرعة ؟ |