| Ailenin böyle şeyler için hazır olduğunu bildiğini sanıyorsun ve olmadığında... | Open Subtitles | تعتقد أن والديك يعلمون أنك جاهز للحصول على أشياء و عندما لا تكون جاهزا .. لكن ذلك لا يكون صحيحا دائما 371 00: |
| Böyle büyük oyunlar oynamaya hazır olduğunu fark etmemişim dostum. Şimdiyse fark ettim. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أنك جاهز لتلعب مع الكبار الآن أعلم ذلك |
| Ben hazır olduğunu söyleyene kadar, daha çok masa başında eğitim göreceksin. | Open Subtitles | فلتجلس وتستمر في أداء الكثير من التدريب حتى أقول أنك جاهز |
| Rus bir haydut için çalışmaya hazır olduğuna seni ne düşündürdü? | Open Subtitles | و ما الذي جعلك تظن أنك جاهز للعمل مع زعيم عصابة روسي؟ |
| Sonraki adımı atmaya hazırsın sanıyordum. Oyunun mantığını anladığını sanmıştım. | Open Subtitles | اعتقدت أنك جاهز لتقوم بالخطوة التالية اعتقدت أنك فهمت اللعبة |
| Ama seni indirgedikleri şu spiker bozuntusu bilmemnesi işi yerine gerçek gazetecilik yapmaya hazır olduğunu hissettiğim zaman seni de bu işe dahil ederim, tamam mı? | Open Subtitles | و لكنى عندما أعرف أنك جاهز للقيام بالأعمال الجادة بدلاً من وظيفة تبعيتك لمذيع الأخبار تلك التى قلصوك و حجموك بها فعندها سأعلمك بهذا الأمر ، اتفقنا ؟ |
| Senin bunun nereye gideceği konusuna hazır olduğunu sanmıyorum ve bir ilişki içerisinde olmadan yapmam gereken önemli işlerim var. | Open Subtitles | -نعم لا أعتقد أنك جاهز لما تسير إليه هذه العلاقة ولدي بعض المشاكل التي أريد أن أحلّها |
| Sana bakarak bile hazır olduğunu görebiliyorum. | Open Subtitles | أرى أنك جاهز من خلال النظر إليك |
| Üzgünüm. İşe dönmeye hazır olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | أعتذر، لم أظن أنك جاهز للعودة للعمل |
| Annene hazır olduğunu söylemiştim. - Sadece çizildi. | Open Subtitles | أخبرت والدتك، أنك جاهز لهذا |
| hazır olduğunu söylediğinde. | Open Subtitles | عندما قلت أنك جاهز |
| Bana bunun için hazır olduğunu söyle, John. | Open Subtitles | أخبرني أنك جاهز للتحقيق بهذا الآن يا (جون). |
| Tolson beni geminin kaptanı yaptı. Senin de hazır olduğunu söyledi. | Open Subtitles | تولسون) عينني القائد) وقال أنك جاهز |
| Ben sadece hazır olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | أعتقد أنك جاهز |
| hazır olduğunu mu sanıyorsun, Liu Kang? | Open Subtitles | تعتقد أنك جاهز (لو كانج)... |
| Gerçekten evlenmeye hazır olduğuna inanıyor musun? | Open Subtitles | هل تعتقد حقاً أنك جاهز للزواج ؟ |
| Anthony, bugün bunu yapmaya hazır olduğuna emin misin? | Open Subtitles | (أنثوني), هل أنت متأكد أنك جاهز لهذا اليوم؟ |
| Albay Casey, göreve hazır olduğuna emin misin? | Open Subtitles | كولونيل (كايسي* أأنت متأكد أنك جاهز لتلك المهمة ؟ |
| Yani iki kırık kaburga ve bir elmacık kemiği çatlağıyla olabildiğince hazırsın. | Open Subtitles | أعني أنك جاهز قدر إستطاعتك بضلعين مكسورين وشرخ في العظمة الوجنية. |