| Dünyanın 10'da 9'unu unuttun mu? | Open Subtitles | أم أنك نسيت أمر تسعة أعشار الكرة الأرضية؟ |
| Galiba bir şey unuttun. Clanton'lar ve dostları davar hırsızı. | Open Subtitles | أعتقد أنك نسيت شيئاً آل كلانتون وأصدقاءهم مهربون |
| Senin hastanı düşünürsek, Çaylak, üzgünüm ama önemli bir şeyi unuttun. | Open Subtitles | أخشى أنك نسيت شيئاً مهماً للغاية أيها المستجد. لأي سببٍ كان كنت قد ضقت ذرعاً. |
| Çünkü bir savaşçının gerçek gücünün kalbinden ve aklından kaynaklandığını unutmuşsun. | Open Subtitles | يبدو أنك نسيت أن قوة المحارب تنبع من لقبه وليس عقله |
| Güçlerine fazlasıyla güvendiğin için aklını nasıl kullanacağını unutmuşsun. | Open Subtitles | كنت تعتمد كثيراُ على قدرتك حتى أنك نسيت كيفية استخدام عقلك |
| Bunu nasıl söylersin sanki herşeyi unutmuş gibisin. | Open Subtitles | إنك تتكلم بلا معنى، كما لو أنك نسيت كل شيء |
| Piskopos Omalley'nin bizden çektiklerini unuttunuz mu? | Open Subtitles | أم أنك نسيت العناء الذي تسببنا به للأسقف أومالي |
| Unuttuysan hatırlatayım, daha yeni seviştik. | Open Subtitles | فى حالة أنك نسيت, أننا مارسنا الغزل للتو |
| Malum günü hipnotize edildiğin için mi unuttun sanıyorsun? | Open Subtitles | تعتقد أنك نسيت ذلك اليوم لأنك نُومتَ مغناطيسياً؟ |
| Gideceğin barlar hakkında olan kısmı unuttun. | Open Subtitles | ما عدا أنك نسيت أن تقولها جزئية عن حانات التعري |
| Seninle gelmek istemiyordum, o küçük detayı da unuttun mu? | Open Subtitles | بإستثناء أنني لم أرغي في الذهاب معك , أم أنك نسيت هذه التفاصيل الصغيرة ايضا ؟ |
| Bir süredir evli değilsin, herhalde bu işlerin nasıl yürüdüğünü unuttun. | Open Subtitles | حسناً ، أنت لست متزوجاً ، منذ فترة من الوقت لذا ربما أنك نسيت كيفية عمل هذه الصفقات |
| Dün konuştuğumuz her şeyi unuttun herhalde. | Open Subtitles | يبدو أنك نسيت كل شيء تحدثنا بشأنه البارحة |
| Anlaşılan Bourbon Sokağı'ndaki kıllı boncuk askısı olayını unutmuşsun. | Open Subtitles | من الواضح أنك نسيت حادثة ظهور شعر عانته في سانت بوربون |
| Çarşamba günkü randevumuzu unutmuşsun... | Open Subtitles | الأربعاء في السادس من الشهر يبدو أنك نسيت موعدنا! |
| Sanırım unutmuş olmalısın. Ben öğle yemeklerimi öğretmenler odasında dedikodu dinleyerek yemiyorum. | Open Subtitles | يبدو أنك نسيت أنني لم أعد أتناول طعامي في قاعة المدرسين |
| bir kaç ay sonra, bizi unutmuş olabileceğine kendimi inandırmıştım. | Open Subtitles | مرّت بضعة أشهر، وأقنعت نفسي أنك نسيت أمرنا. |
| Korkarım ki unuttunuz, Bay Hunter, bu savaş gemisi, bunun için tasarlandı. | Open Subtitles | يبدو أنك نسيت ، سيد هنتر ، أننا على متن غواصة حربية مصممه لخوض المعارك |
| İlk söylediğiniz şeyi unuttunuz. | Open Subtitles | لا، سيدي ...ما أقوله أنك نسيت من غير قصد أول شيء قلته |