| Mecbur kalmadıkça, asla güç kullanmayacağımı söylediğimi biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنني قلتُ إنني لن أستخدم القوة طالما أنتِ ملتزمة |
| Evet. Evet, gidemeyeceğini söylediğimi biliyorum ama keyfimize bakmamızda bir sakınca yok. | Open Subtitles | نعم ، نعم ، أعرف أنني قلتُ أنه لا يمكنك هذا |
| Evet, evet. Gidemeyeceğini söylediğimi biliyorum ama bir yandan da hayatın tadını çıkartmalıyız, değil mi? | Open Subtitles | نعم ، نعم ، أعرف أنني قلتُ أنه لا يمكنك هذا |
| Bazen biraz inkar etmek o kadar kötü bir şey sayılmaz ama böyle söylediğimi kimseye deme. | Open Subtitles | ،تعلمين، في بعض الأحيان بعض الإنكار ليس بالشيء السيّء لكن لا تقولي لأحد أنني قلتُ ذلك |
| Hayır, sana mesafeni korumanı söylediğimi hatırlatıyorum. | Open Subtitles | لا ، أنا أذكر أنني قلتُ لكِ لـإبقاءمسافةبيننا. |
| Tamam... Yapmayacağımı söylediğimi biliyorum ama siktir et, hadi yapalım. | Open Subtitles | حسناً، أعلم أنني قلتُ أنه ليس بودّي، لكن تباً، دعنا نفعل ذلك. |
| Daha önce söylediğimi biliyorum ama... | Open Subtitles | أعلم أنني قلتُ ذلك سابقاً، لكن |
| Geleceğini sanmazdım. Sana uzak durmanı söylediğimi sanıyordum. | Open Subtitles | لم أكن واثقة أنّكَ ستأتي - ظننتُ أنني قلتُ لكِ أن تتراجعي - |
| söylediğimi unut. Çok üzgünüm. | Open Subtitles | إنسى أنني قلتُ أيّ شيء أنا آسف |
| Russ'a, tutuklanmayacağını söylediğimi, söyledin. | Open Subtitles | أخبرتَ (روس) أنني قلتُ أنّ (بوث) لن يلقي القبض عليه |
| Ama hiçbirini söylediğimi hatırlamıyorum. | Open Subtitles | "لكنني لم لا أتذكر أنني قلتُ شيىء" |
| Dinle, sana bu konuda Tyler'a hiçbir şey anlatmamanı söylediğimi biliyorum ama belki de yanılmışımdır. | Open Subtitles | انظري، أعلم أنني قلتُ لكِ أن تخفي كلّ شيء عن (تايلر)، ربما كنتُ مخطئاً |
| Serena Van Der Woodsen artık sahte ilişkiyi bitirebileceğinizi söylediğimi ona söylemedin, değil mi? | Open Subtitles | (سيرينا فان ديرودسن) ألم تخبريه أنني قلتُ لكِ بأن توقفوا التظاهر؟ |
| Ve ben stiles'e bir şey söylediğimi hatırlıyorum. | Open Subtitles | وأذكر أنني قلتُ شيئًا لـ(ستايلز). |