| Ne düşündüğünü varsayacak kadar saygısızlık etmek istemem sana, ama doğru olanı yapacağından eminim. | Open Subtitles | سأخبرك أنني لن أكون فظاً لأفترظ ما تفكر به ولكنني أعلم أنك ستفعل الصواب |
| Ne düsündügünü varsayacak kadar saygisizlik etmek istemem sana, ama dogru olani yapacagindan eminim. | Open Subtitles | سأخبرك أنني لن أكون فظاً لأفترظ ما تفكر به ولكنني أعلم أنك ستفعل الصواب |
| Her neyse, istersen alabilirsin, artık buralarda olmayacağım ya. | Open Subtitles | على كل حال، يمكنكِ أن تأخذيها بما أنني لن أكون في الجوار |
| Ebeveyn olacağımı düşünmüştüm ama artık olmayacağım. | Open Subtitles | ظننتُ أنني سأكون أماً والآن أعلم أنني لن أكون |
| - Burada olmayacağımı mı umdun? | Open Subtitles | هل كنتِ تأملين أنني لن أكون هنــا ؟ |
| Yaptım çünkü, benim bir parçam olmandan nefret ediyordum... asla iyi biri olamayacaktım. | Open Subtitles | فعلتها لأنني كرهت كونك جزء مني أنني لن أكون جيدة أبداً |
| Orada olamayacağım gerçeği hariç. | Open Subtitles | عدا أنني لن أكون هناك بالفعل |
| Ne düşündüğünü varsayacak kadar saygısızlık etmek istemem sana, ama doğru olanı yapacağından eminim. | Open Subtitles | سأخبرك أنني لن أكون فظاً لأفترظ ما تفكر به ولكنني أعلم أنك ستفعل الصواب |
| Ne düşündüğünü varsayacak kadar saygısızlık etmek istemem sana, ama doğru olanı yapacağından eminim. | Open Subtitles | سأخبرك أنني لن أكون فظاً لأفترظ ما تفكر به ولكنني أعلم أنك ستفعل الصواب |
| Pek iyi bir tanık olmayacağım değil mi? | Open Subtitles | يبدو أنني لن أكون شاهداً جيداً ، أليس كذلك ؟ |
| Evet, sen ve ben. Yalnız ben burada olmayacağım. | Open Subtitles | نعم ، أنتِ و أنا إلا أنني لن أكون معكِ حينها |
| İşin aslı şu ki, asla Paddy Doyle'un kızı olmayacağım. | Open Subtitles | و لكن الحقيقة هي ، أنني لن أكون أبداً أبنة بادي دويل |
| Gerçekten burada olmayacağımı mı sandınız? | Open Subtitles | أظننت حقًا أنني لن أكون هنا؟ |
| Asla iyi biri olamayacaktım. | Open Subtitles | أنني لن أكون جيدة أبداً |
| Orada olamayacağım gerçeği hariç. | Open Subtitles | عدا أنني لن أكون هناك بالفعل |